bugün

yaşam tarzı açısından şehir, özgürlük ve bireyselliğin ön planda olduğu yaşam alanıdır.

ankara'da ise bu açıdan aile ve çevresinden ev içinden başlayıp, apartmanlara, buradan sokaklara, mahallelere ve hatta ilçelere kadar yayılabilen herkesin birbirine müdahil olmaya çalışma, içli dışlı olup eski değerleri muhafaza ederek bu yaşam alanından buna uymayanları dışlama gibi bir yaşam şekli vardır; genele hakim. bu da ahlaksızlık, hukuksuzluğu alabildiğine salıyor. insanlar ahlakı, hukuku dindar olmaya bağlayıp dine güvenince...

tüm bunlara bakarsak, ankara bireyselliğin neredeyse hiç olmadığı, muhafazakarlığın egemen olduğu, çoğunluğun bireyi pranga altına aldığı mega bir köy veya kasabadır yaşam tarzı açısından.
köy veya kasabadaki yaşam tarzı içinde yaşadığını bilmeyenleri gösterecek sorudur.
Şehir üzerine tartışmak lazım. Şehir ruhu olan canlı bir varlıktır. Ankara'dan başka kaç şehrin sokakları konuşur ki insanla?
ankara'da bir yaşam tarzı var mı, öncelikle bunu sorgulayabiliriz.
iç anadolu kentlerinin tamamını -sanıyorum tamamı- kontrol eden muhafazakar atmosfer, ankara'nın bir şehre dönüşmesini engeller.
şehir, bireyselliktir, farklılıktır, farklı kültürler ve yaşam tarzlarının bir arada yaşamasıdır.
ankara'nın bazı semtleri kurtarır işte.. o da büyük şehir olmasından.