bugün

oldukça fazla olsa gerek.

Ama mantığını tam anlamış değilim.

Herhangi bir konuda düşünceni argümante ederken aradaki ayrık otlarını temizlemeye yarıyor, orası kesin.

Ama bende ekstradan fikir değişikliğine yol açtığı da oluyor, o çok garip.

Mesela bir tartışmaya dair fikir beyan ederken belli başlı argümanları nedensellik ilişkisiyle sıralamaya, hiç olmadı bir korelasyon kurmaya çalışıyorsun. (Yani umarım sizin için de durum budur) bir nevi basamakladırma, ilişkilendirme ve sonuca varma süreci.

işte bazen bunu yaparken nedensel zannettiğin bazı durumların öyle olmadığını yahut her daim öyle olmayabileceğini fark ediyorsun. Çünkü o ana kadar o konuya ilişkin varsaydığın nedenselliğin belirli şartlarla sınırlı olduğunu veya sadece basit bir korelasyondan ibaret olduğunu anlıyorsun.

E madem böyle bir uyanış yaşadım, hazır ısınmışken bu yeni veriye göre argüman geliştireyim, diyorsun ve sonuç seni en başta iddia ettiğinden çok başka bir yere götürüyor. Hoppala paşam malkara keşan!

zannederim zihinde düşünce bulutları müstakil şekilde puzzle parçası gibi serbest ve düzensiz bir seyirde (kaotik?) hareket ediyor. Sen konuşurken bunları dış gözlemci olarak hızlı bir şekilde tarıyorsun ve bazı sonuçlara ulaşıyorsun.

Yazarken ise, bunların her birini zemine oturtup sonuca varmak için bir şekil vermeye çalışıyorsun. işte o anda, serbest dolaşımda birbirine uyumlu görünen bazı puzzle parçalarının zeminde hiç de birbirine uyumlu olmadığını fark ediyorsun ve ayrıntıya girerek daha dikkatli davranabiliyorsun.

Sanırım bu yüzden hakkında yazdığın bir konuda daha sonra konuşurken ve tartışırken hem konuya çok daha hakim, hem de yeni verileri işleme zorunluluğuna karşı daha yetenekli olabiliyorsun.

tabi konuşur gibi yazma için bu durum geçerli değil.
özellikle mor yazma...