bugün

batınin sevdiğimiz veya sevmediğimiz bütün özelliklerini almış olurduk.
manş denizine ulaşırdı.

sonra bakardı ki daha büyük fetihler için daha güçlü gemiler ve daha komplike bir donanma gerek, yeni bir donanma inşa ettirirdi. sonra ipek yoluna alternatif bir güzergah olan ümit burnu'nu kendisi keşfederdi. ondan sonra.....

şağha lan şağha* * *. Olamadığı için olmadı olum.
doğu bölegelerinde büyük tehdit unsuru safeviler var olduğundan vaktiyle batıya sefer etseydi şimdi doğu anadolu irana bağlı bir eyalet olabilirdi. Ve ya daha da farklı olaylar gelişebilir ve okyanus kıyılarına kadar portekiz, fransa sahillerinde üç hilal sancak dalgalabilirdi.
şiilik alır başını yürürdü.

ülke bölünürdü. şah ismail amacına ulaşırdı.
Şii Şah ismail ve yavuz aralarında barış aypıp memluklulerle bir islam birliği kursaydı bu gün avrupa rusya uygarlığı gibi bir şey olmaz, kurulmuş islam imparatorluğu bir müddet sonra kendi kendini yok edebilirdi. iyice fantezi olduk.
burnumuzun dibindeki araplar burnumuzun dibinde olmayacaktı. şark kurnazlığını öğrenmeyecektik. hepimiz avrupalı olacaktık. avrupalarda tahsil yapacaktık.
osmanlı'nın dibi delinecek, hava kaçıracaktı aşağıdan.
Osmanlı en geniş sınırlarına ulaşamazdı.
Zira hasbelkader bir iki yer alsaydı bile, muhtemelen hem uzun süre elinde tutamayacaktı, hem de almaya çalışırken ordunun %80 lik bir kısmı yok olup gidecekti.

iyi mi olmuş kötü mü kestirmek zor aslında.

Geçmişi değiştiremeyeceğimiz, geleceği bilemeyeceğimiz için..

En güzeli;

Anı yaşamak.
şia sapkınları anadoluya doluşup, baasçılıkla her inanç kesiminden insanlara kök söktürecekti. dedeleri şah ismail bunların ne de olsa. aptalın bir tanesi de sanat bilim bilmemne ütopikleşecek demiş, lan hıyar, senin zihniyetinde bunlara yer var mı ki allah'ın dangozu.
Memluklüler ve Safeviler Anadoluyu işgal ederlerdi.
şart kipiyle tarih konuşulmaz.. derdi bir hocam..
duraklama, gerileme, dağılma dönemlerinin tarihleri muhtemelen daha geri olurdu. zira hazine nin payına düşen muazzam bir gelir söz konusuydu.
doguyu bulana kadar her yeri fethederdi
keske yanlış yön söyleselermiş.
Batı şimdikinden daha cahil kalırdı.
batı yerle bir olurdu.

gök girsin, kızıl çıksın.
halifelikten önce papalığı alırdık.
cezbedici bir merak konusudur.
Alevi ve Türkmen katliamı olmazdı. Ayrıca Hem Türkmenler hem Aleviler Osmanlıya düşman olmazdı.
top nedir, barut nedir bilmeyen doğulu devletleri, örneğin memlük ordusunu o meşhur ridaniye savaşında, sina çölündeki tepelere yerleştirdiği ağır toplar sayesinde karşılarına kılıçla çıkmadan büyük oranda imha etmiştir. Bu saldırı sonrası kahire' ye canını zor atan, sonrasında kıyıma uğrayacak olan memlük sultanı kansu gavri' nin yeğeni sultan tomanbay; " yavuz' un bizimle erkekçe çarpışacağına inandık" dediği rivayet olunur.
Velhasılı o devirde avrupa ' nın güçlü topları kullanmasından ve şehirlerini koruyan devasa sur ve kalelere sahip oluşundan ötürü rahatlıkla söyleyebiliriz ki; yavuz batıya yönelse bu oranda başarı sağlayamazdı... Viyana önünde kanuni' nin düştüğü duruma bakabiliriz bu açıdan.
içimizde ki hainleri göremezdik.
çok bir şey farketmezdi bu olasılıkta bizim için. roma'da sokaklara tükürülür, şanzelize'de abazan erkek gruplarının aktiviteleri görülür, ibiza'da donla denize girmenin keyfi sürülürdü. tabi yol kenarında mangal yakanlardan bahsetmiyorum bile. farketmezdi kısaca, bizim için en azından.
türkler de batı hayranlığı olmazdı.
hem memlekete sövüp hem de ayrıcalık isteyen tipler sadece bizim coğrafyamızda yaşam alanı bulur nedense.
-sen iran şahından taraf oldun mu birader? oldum.
-tercihini sana daha dokunulmadan o taraftan yana yaptın mı? yaptım.
-açılın kapılar şaha gidelim diyen ben miydim? yok bendim.
ne sikime devletin bekaası için kardeşinin gözünün yaşına bakmayan yönetimden senin götünü kaldırmasını beklersin?
yüz yıl sonraki; türkiyede kürt katliamı oldu yarraklamasının bayatlamış ama hala tedavüldeki versiyonudur:yavuz'un yavuzluğu.
zamanın avrupa kentlerinin herbiri istanbul kadar saglam olduğundan başarı elde edemezdi.
yöneldiği, geçtiği her meridyen sonrası namazını 4 dakika erken kılardı.