bugün

hem laik hem müslüman olunmaz şeklinde cümle kurmuş bir başbakanı destekleyenler kadar mal olmadıklarını düşünmekteyim.
yargı hali hazırda bulunan yasa çerçevesinde mensuplarını kendisi seçer. bir hükumete bağlı, atamaların tek elinde olduğu adalet bakanının -ki kendisi saçma bir adamdır(şu an)- atamalarıyla oluşan mahkemeler seçmez. yüksek yargı mensupları içeride bir yer boşaldığında adaylar arasından seçim yapar, oylama olur. bu oylamayı yapanları kim seçmiştir, yine kendileri. o yüzden referanduma gitmek üzere olan yasa düzenlemesinden çok daha bağımsızdır.

bundan kelli, o söz konusu mal başlığı açan hıyardan çok daha akılcı ve mantıklı ve demokratiktir. haydi size iyi günleeer...
yargının refarandumdan sonra bağımsız olacağını sanan maldan daha mal olmadığı aşikardır. millet bu gibilerin ne mal olduklarını gayet iyi biliyor...
genelde chp ve mhp nin arka bahçesi olrak gözüken kurumdur.
yargıdan herhangi bir zarar görmeyen taraftır.
herkesi mal kendini akıllı sanan insan söylemidir.
yargının ele geçirilişini ve böylece ülkenin istenildiği gibi peşkeş çekilme hevesini göremeyenleri ya koyun ya da hain olarak gördüğü için,onlar tarafından mal olmakla suçlanan kişidir.
atamaları adalet bakanının tek başına değil onun da bir üyesi olduğu ve diğer ütyeleri ideolojik olarak ona karşıt olan 7 kişilik hsyk'nın yaptığından bihaber, cehaleti dizini de aşıp gırtlağına dayanmış, muhtemelen yargıdaki mezhepçi-siyasi yapılanmadan ve mevcut kooptasyon düzeninden bir şekilde nemalanan bir zihniyetin ürünü olan, hatta kooptasyon nedir bildiği bile şüpheli kişilerdir. yeri gelmişken başlıktaki mal ifadesini tasvip etmediğimi de özellikle belirtmek isterim.

yargı bağımsız değildir. çünkü yargıdaki mezhepçi-siyasi kadrolaşmayı gerçekleştiren eski adalet bakanı seyfi oktay mahkmee kararıyla yapılan teknik takibe takılan görüşmelerinde hala yargıdaki tayin ve terfilere müdahale etmekte, devam eden davaların gidişatını etkilmeye çalışmakta olduğundan ilgili davada sanık olarak yargılanmaktadır. görülen o ki yüksek yargı sistemimiz önemli ölçüde maalesef belirli bir siyasi görüşe mensup dedelere bağlıdır.

aslında önemli olan tarafsızlıktır ki bunu nedense dile getirmekten ısrarla kaçınır bizim "bağımsız" yüksek yargı mensupları. bağımsızlık sadece tarafsızlığı sağlayacak düzeyde olmalıdır. şu an olduğu gibi gayrıresmi bir juristokrasi yani yargıçlar iktidarı düzeni oluşturacak hiçbir mekanizma bağımsız daha da önemlisi kesinlikle tarafsız olamaz.

referanduma sunulan düzenlemeler de bu amaca hizmet etmektedir. gelişmiş ülkelerdekine benzer bir yapı ortaya koyması yargıda kadrolaşmış ve kadrolaşmasının devamını mevcut kooptasyon sistemiyle garanti altına almış mezhepçi-siyasi yapılanmayı tehdit ettiğinden birileri kuyruğuna basılmış gibi tepki vermektedir.