bugün

adamın biri* bir gün hayvanat bahçesini ziyarete gitmiş ve bütün hayvanların kahkahalarla güldüğünü görmüş fakat eşek hiç gülmüyormuş. ertesi gün yine gitmiş ve bu sefer eşek katlana katlana gülüyormuş ve diğer bütün hayvanlar susuyorlarmış. adamda merak etmiş tabi bunun nedenini ve gitmiş görevliye sormuş. adamda; efendim dün maymun bir fıkra anlattı ama eşek daha bugün anladı demiş.
Ahmet biraz kekeme bir arkadaşımızdır,Komutan ahmet isimli arkadaşı yanına çağırır ve olaylar gelişir;

-Ahmet olum nasılsın?
-sağolun komutanım.
-Şimdi ahmet sana bir sorum olacak. Karşıdan bi düşman askeri gelse naparsın?
-Si si si siilahımı çeker vururum komutanım
-Aslanım benim aferim. peki hem önden hem arkadan düşman gelse naparsın?
-Si si si siilahımı çeker hem öndekini hem arkadakini vururum komutanım.
-helal ahmet'im benim. Peki hem önden hem arkadan hem sağdan hem soldan gelse naparsın ahmet?
-Si si si siilahımı çeker hepsini vururum komutanım.
-Peki hem önden hem arkadan hem üstten hem alttan hem sağdan hem soldan gelse naparsın ahmet?
-Si Si Si Si SiiiKERiM ÖYLE DÜŞMANI KOMUTANIM öyle düşman mı olur...
delinin biri gece uyurken yatağından düşer, kalkar tekrar yatar ve derken bir kez daha düşer, sonra düşünür ve der ki; iyi ki az önce düştüğüm yerden kalkmışım, yoksa üstüme düşecektim.
inek ile sinek evlenirler.. * *
neyse inek tutturmuş hadi balayına gidelim hayatım falan sinek çıldırmış tamam demiş. balayı için de belgrad ormanına gelmişler. sinek sağı solu kesmiş, bakmış elma ağacının altı boş. hadi aşkım ağacın altında bitirelim şu işi demiş. inek de tamam demiş. tam sinek ineğin arkasına geçtiği sırada ineğin kafasına ağaçtan elma düşmüş. inek can havliyle "möööö" diye bağırmış. sinek tam ineğin g*tünün yanından kafayı çıkartıp şunu söylemiş:
-acıttı mı cicim?
ameliyatta narkozun etkisiyle azrail'i gören 50 yaşındaki kadın sorar;
-ne kadar zamanım kaldı,ölecek miyim?
azrail;
+hayır, daha 50 senen var.
bunu duyan kadın sevinçle estetiğe girer ve çok güzelleşir. hastaneden çıkar çıkmaz araba çarpar kadına ve ölür.
kadın sorar;
-hani 50 yılım vardı?
azrail cevap verir;
+kız ben seni tanıyamadım ne güzel olmuşsun öyle.
+sana bir fıkra anlatayım mı?
-anlat
+anlat demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
-e anlat
+ e anlat demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı?
-e hade anlat a.q.
+ e hade anlat a.q. demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı? *

tarzı fıkralardır, ama iğrenç olsa da her seferinde gülümsetir.

(bkz: 80 lerde çocuk olmak)
30 yaşlarında güzelce bir kadın, kucağında bebeğiyle, Ankara Garı'ndan otobüse biner. Yanına irikıyım bir adam oturur... Otobüs Kızılcahamam'a vardığında, kadın emzirmek için memesini açar, çocuğun ağzına dayar, çocuk direnir, başını çevirir, kadın sertçe uyarır,;"Alsana yavrum, bak yoksa amcaya veririm." Adam çaktırmadan gözucuyla bakar, önüne döner... Bolu'ya geldiklerinde, kadın yine memesini çıkarır, çocuk yine direnir, kadın yine uyarır, "Al, yoksa amcaya veririm haaa." Adapazarı, izmit, aynı replikler tekrarlanır... istanbul gişelere gelindiğinde, kadın yine "Al, yoksa amcaya veririm"; deyince, adam patlar... "Hanım hanım, vereceksen ver artık, Bolu'da inecektim, senin yüzünden buralara geldim!"
*
iki deli hastaneden kaçarlar ve bir parka gelirler.
gece olup uykuları geldiği vakit biri diğerine der ki;

-gel üst üste çıkalım iki katlı ev olalım.
diğeri kabul eder...

üst üste çıkıp uyuyakalırlar.
oradan geçmekte olan bir zabıta hal-i vaziyeti yanlış anlar ve üsttekine bir tokat patlatır.

üstteki deli alttaki deliye;

-uyan uyan kapı çalıyor !
italyan bi gondolcu bi şarkı söylüyomuş -benim güzel güneşim- diye bu adamın beyninin yarısını almışlar -benim güzel- demeye başlamış. sonra tekrar yarısını almışlar bu sefer -benim- demeye başlamış demişler beyninin tamamını alalım bakalım ne diycek. tamamını almışlar başlamış italyan
-çayelinden öteyi giderim yari yari giderim yari yari ...
deliler hastanesinde zıvanadan çıkan delileri komlpe yok etmek için doktorların aklına bir fikir gelmiş. tüm delileri hastanenin en üst katına çıkarmışlar. en alt kata bir bardak su koymuşlar ve tüm delilere " hadi atlayın ve yüzün " diyerek tüm delilerin ölümüne sebep olmuşlar. en son tek bir deli kalmış.

doktor: hadi atlasana ne bekliyorsun?
deli: şeyy.. ımmm...
doktor: hadi ama neden atlamıyorsun?
deli: şey.. ben yüzme bilmiyorum doktor...*
Temel ile Dursun Londra'da gezinirken bakmışlar ki ahali haldır huldur bir yere gidiyor..
Sormuşlar... U2'nin konseri varmış... Bizimkiler:
" Cidelum, biz de corelum ..." deyip soluğu stadyumda almışlar...
Konser başlamış... Millet coşkuyla şarkılara eşlik ediyor...
Bizimkiler de eğlenir gibi yapıyor...
Solistleri Bono birden müziği durdurup iki elini birbirine vurarak şaklatmış..
Herkes şaşkın...
iki üç saniye sonra bir daha şaklatmış...
Bir daha...
Sonra:
"Niye böyle yapıyorum biliyor musunuz?" diye kalabalığa sormuş..
On binlerce kişiden çıt yok..
Bono, sorusunu kendisi cevaplandırmış.
"Afrika açlık çekiyor.. Ben elimi her çırptığımda oralarda bir çocuk ölüyor.."
Refah toplumunun bireyleri bu gerçeğin böyle ifade edilmesinden şaşkın, şoklanmış gibi soliste bakarken
gerilerden Temel'in sesi yükselmiş..
"la bana bak..! Sen de elini çırpma o zaman..."
fatih ürek'in babasına sormuşlar;
-evladınızı nasıl anlatırsınız bize?
baba cevap verir;
-vallah bir zamanlar nur topu gibi bir evladım vardı ama sonradan nuru gitti topu kaldı.*
abd başkanı oval ofis'te oturmaktadır, telefonu çalar. telefonu açar. arayan usame bin ladin'dir. "bir iyi bir kötü haberim var sana" der ladin. başkan "ilk önce iyiyi söyle" der. ladin "teslim olmaya geliyorum" der. başkan şaşırır, "peki kötü haber nedir ?" diye sorar. ladin yanıtlar : "uçakla geliyorum".
Temel'in yıllardır kullandığı kol saati durmuş. Birkaç gün saatsiz idare eden Temel, sonunda dayanamamış ve saatin içini açmış. Saatin içinden ölü bir karınca çıkmış. Temel şöyle bir bakmış ve konuşmuş: "Pen zaten tahmin etmuştum makinistin öldiğuni..."
ayşe erkek arkadaşı ali'yi haftasonu evlerine çağırmış. hem ders çalışırız, yemek yeriz, hem de bizimkilerle tanışmış olursun, bir de sevişiriz demiş. bunu duyan ali teklifi hemen kabul etmiş.
cumartesi günü erkenden eczaneye gitmiş; "bana en iyisinden bir prezervatif verir misiniz?" demiş ve almış. eve ulaşmış ve hazır olan masaya oturmuşlar. hemen peşinden ayşe'nin babası gelmiş. bu sırada ali yemeğini yerken boyuna dua ediyormuş. ayşe bu durumu fark etmiş ve ali'ye; "senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum" demiş. ali de; "ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum" demiş...
köyün imamı, sevdiği kızı ister fakat alamaz, pes etmez bir akşam namazı sonrası yine ister, cevap yine aynıdır, yatsı namazı öncesi köy semalarında şu cümle yankılanır sıradaki ezanı sevipte kavuşamayanlar için okuyorum. *

edit: ulan ben buna hangi yılda hangi kafayla yarılmışım .
artık nasıl denk getirdilerse itülü ,travesti ve bir fahişe ıssız bir adaya düşmüşler...

ortama ayak uydurduktan sonra,azmış fahişe bizim itülü ye gelip :

-"şu travestiyi öldürde bir ömür seninle cinsel yaşamımıza devam edelim." demiş.

bizimkinden ses yok tabi.

biraz daha zaman geçince bu sefer travesti, itülü ye gelip:

-"yetti artık,şu fahişeyi öldür de doya doya cinsel yaşamımıza devam edelim."

bizimkinden yine ses yok.

böyle böyle günler ayları kovalamış.

fahişe gelmiş aynı istek,travesti gelmiş aynı istek...

en son bizim itülü dayanamamış ikisinide öldürüp cinsel yaşamına devam etmiş.
padişah ferman çıkarmış cuma namazına gitmeyen bütün müslümanları idam edecekmiş.namık kemalinde uzaktan yakından namazla alakası yokmuş. padişah ve vezir merak etmişler acaba namık kemal cuma günü namaza gelecek mi diye. günlerden cuma olmuş camiye en son padişah ve vezir girmiş. sırf namık kemalin gelmediğini görmek için. namaz bitmiş padişah tez namık kemal huzuruma getirile demiş. namık kemali padişahın huzuruna çıkarmışlar. cuma günü namaza gelmediğini kendi gözlerimle gördüm cezan idamdır ama bizde idam edilecek kişiye 3 isteği sorulur demiş.
namık bunun üstüne 1. istek olarak ilk gün vezirin karısıyla yatarım demiş. vezir sinirlenmiş höst o nasıl söz demiş. padişah mecburen namıkın bu isteğini kabul etmiş ve tamam demek zorunda kalmış ne de olsa idam edilecek birinin isteğidir diyerek. ertesi gün olmuş namık işini görmüş sıra gelmiş 2. isteğe namık bu sefer padişahın karısıyla beraber olmak istemiş. padişah düşünmüş ben dün vezirin karısıyla olmasına izin verdim bugünde mecburen buna izin vermeliyim demiş. artık son gün gelmiş namıkın son isteği sorulacak ve idam edilecekmiş.sormuşlar namık kemal son isteğin nedir diye.
namık kemal yanıtlamış;

son isteğim hem padişahla hem vezirle beraber olmaktır demiş.

padişah ve vezir şaşkınlıkla birbirlerine bakmışlar. adamın son isteğini de yerine getirmek zorunda olduklarından vezir dayanamamış hemen padişaha söylenmiş;

devletlum ben sanki namıkı cuma günü namazda gördüm gibi demiş.

padişah ise;

gibisinin amına koyayım adam yanımda namaz kılıyordu demiş.*
Fettullah dini, siyaseti bırakmış, manifaturacılık yapıyor. Günlerden bir gün içeri bir afet girer. Fettullah resmen kıza çarpılır. Kız bizimkine sorar: "Kumaşın metresi kaça?" Fettullah hemen atlar: Metresi bir öpücüktür, dudaktan. Kız da "On metre alayım bari" der. Fettullah'ın gözler fıldır fıldır. On metreyi saniyede keser, kıza uzatır. Kız kapıya yönelir: "Büyükanne, hesabı öder misin?"
nasreddin Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken: "Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı?" diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur. Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır. Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar. Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmaya başlar. Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır: "Aklın varsa göle koş!.."
Arap emirinin oğlu Almanya'ya eğitime gider.

Bir ayin sonunda ailesine şöyle bir mektup gönderir:
"Berlin süper bir yer, insanlar da çok sempatik ve burayi çok seviyorum, ama profesörlerim okula tramvayla gelirken ben Mercedes'imle gelmekten biraz utaniyorum."

Birkaç günün sonunda çocuk bir mektup alir, mektupta 1 milyon dolarlik bir çek ve şu cümle yazılıdır:

"Artik utanmana gerek yok, git sen de kendine bir tramvay al."
kadir bi siktir git.
genç arkadaşımız kafede sevgilisiyle oturmaktadır sevgilisi lavaboya gittiği sırada kafeden içeriye kadir inanır girer ve bi yere oturur. gencin aklına iyi bi fikir gelir ve kadir abinin yanına giderek ona şöyle der:
-abi kız arkadaşımla oturuyorum da lavaboya kadar gitti. gelince bizim masaya gelip beni tanıyomuş gibi halimi hatrımı sorarmısın?
+tamam yiğenim ayıpsın yaparız. sen merak etme.
-abi büyüksün ver elini öpeyim.
+tamam tamam.
kız gelir masaya otutur ve kadir inanır masaya doğru gelip gencin yanına yaklaşarak sorar ooo yiğenim nasılsın?
bizim delikanlı hiç istifi bozmadan: ya kadir bi siktir git a.q der.
Adamın karısı gece yarısı doğum yapmıştı. Sabah ilk iş hastaneye telefon edip durumları sormak oldu.
-Alo orası doğum servisi mi?
- Evet efendim.
-Servis şefi ile görüşebilir miyim?

Tam o sırada hatlarda bir karışıklık olur ve müşterisiyle konuşan bir otomobil tamircisi hatta girer. Cazirtt... cuzurtttt...

Parazit sesleri ve hat düzeliyor.

-Alo.... alo sesim geliyor mu ?
- Evet devam edin. Sesim şimdi daha iyi herhalde, sizinkinde öyle merak edilecek bir şey yok,
Burada her şey yolunda, onu iki gün içinde evinize yollarız.
-Demek her şey normal...?
-Aslında ne kadar zorluk çektiğimizi bilemezsiniz.
Her tarafını elden geçirdik. işe yaramaz hale gelen yerlerini değiştirdik.
iki gün sonra da yeniden kullanmaya başlayabilirsiniz.

-Nasıl yeniden kullanabilirim anlamadım?

-Hiç merak etmeyin, sonuçtan memnun kalacaksınız. Giriş deliğini daralttık, çok fazla genişlemişti.Her halde çok zorluluyordunuz?
- Fakat !!!!! Ama!!!!!Nasıl Yani!!!!!

-Yooo hayır itiraz etmeyin, zorlandığınız belli.. Bundan sonra Sık sık yağlasanız iyi olur.
Bu arada çıkış deliğini de açtık. Biraz tıkanmıştı da.
-Çıkış deliği mi ?....
-Hani gaz çıkan deliği.O kadar iyi açıldı kı şimdi gaz çıkarırken sesini dinlemek bir zevk.
-Ne dediniz ?
-Dediğim gibi herşey yolunda...Emin olmak için dün aksam bizzat kendim denedim.
Herşey o kadar iyiydi ki zevkten mesut oldum.Bu sabah yedi kişi birden çiktik üstüne bana mısın demedi. Artık öyle hızlı kı hiç sormayın çok memnun kalacaksınız.
birgün bir adam işlek bir caddenin kaldırımına oturmuş ve oltasını açmış ve asfalta atmış. yoldan geçenler de adama garip garip bakıp gülüyorlarmış. aralarından bir uyanık dayanamamış ve adamın yanına gitmiş. (gülerek) "kaç tane yakaladın?" demiş. adam da istifini bozmadan "seninle birlikte 13 oldu" demiş.
temel fransız ingiliz..

fransız- ben kadınla önce uzun uzun öpüşürüm. dilimi kullanırım. daha sonra icraata başlarım.

ingiliz- uzun uzun ellerimle sarıp okşadıktan ve sevişdikten sonra olaya girerim.

temel- valla ben direk yatırıp zikerun..

olur mu temel! kadın dediğin önce uyarılır daha sonra yapılır bu iş. biraz dikkat et.

temel sabah evden çıkarken fadimeye döner; ula fadime uyarmadi deme akşama sikeceum seni!