bugün

- anne takme şu fişi.
+ oğlum sende uyan artık şu rüyadan.
- ne rüyası anne bu evde herhangi bir gazetenin 3. sayfasına mevzu olmamak için kendimi zor tutuyorum.
+ ne 3. sayfası mükremin?
- annesini elektrik süpürgesinin kablosuyla boğan m.ç kız kardeşiyle camları sildi. yaptığı açıklamada "hijyen benim için her şeyden önemlidir" dedi.
demet akbağ: "sen ona aldırma mükremin abi, ne de olsa o zamanında aldırılmamış çocuklardan"
- "bu mücverde iyice kabak tadı vermeye başladı."
fadıl: seni saygılı olmaya davet ediyorum mükremin abi!
mükremin çıtır: ben de seni bizim evin arkasındaki araziye davet ediyorum.
feriştah:mükremin,kimsesiz gecelerimin tesbihli prensi.
ülkücü olmasa da duygulanıyor insan, o nasıl bir konuşmadır, kulak tırmalayan o sesi ne kadar derinlerden geliyor, o adamın içinde karda evsiz kalmış minik bir kedi yatıyor, kesin...
hayretle izliyoruz (!)
Eyvah necdet'ten züleyha'ya
-Eyvah Necdet: Sen hiç kirpileri düşündün mü züleyha?
-Züleyha: Yooo, niye ki?
- Kirpiler sevişirken en çok acı çeken hayvanlardır....
mükremin hapistedir. uzun bir zaman hapiste yatar. hapisten çıktıktan sonra tirbüşon, asuman ve lütfiye ile bir meyhaneye giderler.. bu diyalog hayli hoştu.

mükremin : eee tirbüşon, artık rakıları söyliyycez.
tirbüşon: hişşşş... yanlış anlama da söyleyelim tabi mükremin..
lütfiye : ayyyyy mikremin aaağbi biz de bi gozoz mozoz bişi içseydik.
tirbüşon: tabi bacım. siz de bi mefruşat falan için..
mükremin : sığır. mefruşat değil o.. merşuğbat merşuğbat..
lütfiye hamile olduğu halde sobayı yakmasına sitem etmektedir.

annesi: (övünerek) o da bir şey mi? ben mükremin'e hamileyken sokağı yakmıştım. tabii gençtik o zamanlar .

fadıl: nasıl oldu peki?

annesi: gezmeye giderken sobayı yakmıştım. kıvılcım fırlamış mı ne olmuş her yer tutuşmuş.

fadıl: gezmeye giderken sobayı niye yaktınız?

anne: sobayı yakarken gezmeye gideceğimizi, gezmeye giderken de sobayı yaktığımı unutmuşum.
tam net hatırlamıyorum ama şöyle bir şeylerdi.
mükremin"in annesi dışarı gidiyor, mükremin soruyor

-anne nereye gidiyorsun?
+ev gezmesine gidiyorum yavrum, adresi aldım simitçiyi geçince çöp kutusundan sağa dönücekmişim, hemen ordaymış.
- lütfiye kızım getirsene şu kahvaltıyı. zeytinlerle tek tek istişare etmene lüzum yok onlar benim kendilerini yiyeceğimi biliyorlar.
+ sinir etme adamı mükremin abi benim iki tane elim var.
- biliyoruz biliyoruz sende el az dil çok.
feriştah: "kapıdan girer girmez gözüm onun sırt kısmına takıldı. sonradan adının mükremin çıtır olduğunu öğrendiğim kişinin sırtı bazı ülkelerin dağlık kesimlerine benzetilebilecek kadar engebeliydi. misal himalayalar ve yahut karabağ dağlık bölgesi. allahım bunun sırtı eğer böyleyse , cepheden bakmaya yürek mi dayanır" diye içimden geçirdim...

kopartırlar kendinizi alamazsınız...
Yalnızlığa alışmış birinin sevmesi zordur.
feristah: o yıl yine diri vücud kraliçesi seçilmiştim.
-baba benim bademcikler iyice şişti, ben onlara artık badem diyorum. (bunun gibi bir şeydi)
Mükemin geceden kalmadır ve banyoya istifra etmiştir.

baba: ulan adam gibi içmesini de bilmiyorsun hayvan herif.
mükremin: bir dakika baba, muhitin stajyer delikanlıları mükremin çıtır'ın masasında delikanlılığı öğrenirken bu laf biraz ağır oldu. Ki ben içki içmiyorum o ayrı mesele.
lütfiye: evet, sadece içki içmekle banyo o şekilde tıkanmaz! mükremin abi, sen rakının yanında meze olarak gübre mi yedin acaba?
mükremin: Lütfiye, senin ağzından çıkanlar çıktıklarına pişman oluyorlar ama galiba dilinin haberi yok !
fadıl ın ablası mücüverin sürekli eve sorunlarını getirmesi sonucu
mükremin : bu mücüverde iyice kabak tadı vermeye başladı.
lutfiye: tirbuson sen koku mu surdun?
tirbuson: yooo
lutfiye: keske surseydin. iyy
(bkz: naş i want to see your ense traş)
çıkar şu üstündekileri ne dediğin anlaşılmıyor.
mükremin zabıta irfana rastlar,bozukluk ister gibi sorar

mükremin: irfan iki onluğun var mı
irfan: var
Mükremin: ver
irfan parayı verir mükremin cebine atar
irfan: ee ne olduki şimdi ben hiç anlamadım,
Mükremin: iki onluk var mı dedim var dedin şimdi yürü naş,
irfan: ben heç gülmüyom ama
bir de fehminin (önder açıkbaş) enişte yauuuv dediği an vardır ki of of.
mükremin: öyle deme gözün morarır sonra.
tirbuşon: niye ki abi?
mükremin: e ben vuracağım ya!
tirbuşon a kız isteme sahnesinde vardı:

- şekerim düştü

+ oldum olası pek tatlı bir adam olduğunuz söylenemez zaten.
işlemeyen yatak yaylanmaz. saldıray candır.