bugün

az önce bir arkadaşın başından geçen hüzünlü bir olaydan esinlenilerek bulunan bir hatadır paşalar iyi dinleyin.

"gel vatandaş gel, öğrenilince ufku iki katına çıkarılan bilgiler bunlar."

paşalar hatun 1000 lik yapboz almış, gecelerce uğraşmış tamamlamış yapbozu, yerden kaldırmayı da unutmuş bırakmış çıkmış kahve almış, geri gelirken de ayağı çarpmış ve yaptığı bütün parçalar sağa sola saçılmış...

buraya kadar saçma olan bişey yok, aslında kız yapboz'un mantığına uygun bir iş yapmış.
ama kız oturup ağlamış paşalar, bildiğin ağlamış. o kadar emeğim boşa gitti diye hüngür hüngür ağlamış.

demek ki yapboz denilen şey alındığı zaman bozuluyor ve sonra yapılıyor, yani en azından şunu biliyoruz ki kimse içine girip kalmak için yaptığı evi yıkmaktan keyif almaz. bizler bişeyleri yapınca keyf alıyoruz öyle değil mi? neden koca bir ev inşaa edip sonra tepesine vinçle çökerek keyf alalım! *
yani paşalar sözün özü, bunun adı boz-yapolmalı.
alınan yapboz'un fabrikadan çıkmış halini bozup, kendi emeğimizle tekrar düzeltme üzerine kurulu ise bu lanet. bütün mantıklı veriler bozyap'a delalet.

(bkz: bulacağın mantık hatasını s)