bugün

evirdim çevirdim, kelimelerin yerini değiştirdim, çok kez sildim, farklı kelimeler kullandım ama aralarında sanırım en anlamsız olanı başlık diye belirledim. hoş tam tamına 15 kelimeden oluşan ve anlatacaklarımı bir nevi özetleyen bir başlık belirlemiştim kafamda ama takdir edersiniz uygun görülmedi. neyse daha lafı uzatacak potansiyelim olsa da burda kesip konuya girme vakti.
olay şudur efem;

arkadaşınla dolaşıyorsundur bir yerlerde. farzı mahal bir alışveriş merkezinde. bir yandan vitrinlere , bir yandan gelene geçene bakıyor laflıyorsunuzdur hem de. o, arada giriyordur bir mağazaya, fiyatı duyup çıkıyordur ya da siz çantanızda bir şeyler ararken o da durup sizi bekliyordur. vakit böyle geçiyordur yani.(sanırım onuncu paragrafta konuya girme başarısını göstereceğim)

neyse, siz bir yandan bakarken vitrinlere konuşmayada devam ediyorsunuzdur yanınızdakiyle. hatta günlerdir aradığınız bir şeyi görünce vitrinin birinde, şaşkınlıktan mütevellit bir anda döner kolundan tutarsınız arkadaşınızın. ama o da ne adam da şaşırır bu hareketinize. " pardon ben arkadaşım sanmıştım" diyerek toparlamaya çalışırsınız durumu. adam halden anlar gülümser belki size. az geride başka bir arkadaşına rastlayıp konuşmakta olan arkadaşınızın yanına gider kızarsınız sonra ona.

yahutta gene bir sebeple gerinizde kalmış ama sizin farketmediğiniz ve hala yanınızda
yürüdüğünü sandığınız arkadaşınıza bir şeyler anlatırsınız sağa sola bakınıp. yanıt gelmeyince de dönüp sorarsınız " öyle değil mi" diye. o esnada yanınızdan geçmekte olan kişi şaşırır elbet bu duruma. sizin surat gene kırmızı.

en komiği benim başıma gelen sanıırm. bir filme gitmişiz. ara verilmiş, salona ben önce girmiş yerime oturmuşum. arkadaş geç kalmış, film başladığından salonunda karanlık olmasından sebep kapıya en yakın boş gördüğü yere oturmuş. bir vakit geçince yanıma oturan kızı o sanıp ki bakmadım filmi izlediğimden sebep kimdir diye, ben başlamışım yorumlar yapmaya. onu diyorum yanıt yok, bunu diyorum yanıt yok. neyse ki en sonunda
" biraz sessiz olur musunuz" dedi de anladım bir yabancıya laf anlattığımı. benim surat tabi gene kırmızı...