bugün
- jose mourinho21
- bik bik'in mutfağına konuk olmak16
- mert hakan yandaş12
- sari renkli seker13
- sudekiray14
- eve çağıran erko24
- bimde çalışanda akıl var mı17
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı109
- fenerbahçe taraftarı31
- victor osimhen8
- anın görüntüsü28
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı12
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı12
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı13
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u24
- neden sürekli kabız oluyorum17
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
Kendisiyle baş başa kalmaya görsün insan. Geçmiş muson yağmurları gibi düşüyor avuçlarına. Bazen yüz hatlarımın gerildiğini hissediyorum sanki, anıları tazelerken, ya da bana öyle geliyor. Aslında keşkelerim çok olmadı benim yaşamımda. insanlarla, hayvanlarla, doğayla, güzel sanatlarla dost ve iç içe yaşadım hep. Yaptığım her şeyden haz alarak geçirdim yıllarımı. Üzücü olaylar da yaşasam, tebessümler hiç eksik olmadı yüz hatlarımdan. Yine de istem dışı olaylarla karşılaşmamak, onları yok saymak olası değil elbet.
Zaman duyguların paylaşım saatlerini henüz tamamlamışken, geçmişle şimdi ve gelecek arasında uzanan köprüler kuruluyor hayal meyal. Gecenin sessiz karanlığı gönül kavsimde harmanlanan gri ve beyaz düşlerimi biraz daha koyulaştırıyor saatler uzadıkça. Pembe hayallerin süslediği, gecelerin haz veren sohbetleri bile, uykularımın alnından vurulmasına yetmiyor tan alacalarına kadar. Koyun mis gibi, yosun kokan havası çağırıyor beni delicesine.
Gri düşlerimi gecenin karanlığına bırakıp, gönül bahçeme sarkan yediveren güllerinden topladığım pembe düşlerim avuçlarımda, kilometrelerce uzanan sahil şeridini yürüyorum, beyaz kanatlı martıların çığlıkları eşliğinde. Doğanın huzurunu yakalamaktır gün doğumları, doğanın huzurunu yakalamak beynini yıkamaktır bir bakıma. Gün doğumunu bekliyorum bir şezlonga uzanıp, beynimi yıkayıp umutlarımı tazelemek için. Gözlerim ha kapandı ha kapanacak. Uykusuz gecelerimin yorgun düşlerini bırakıyorum maviliklere. Her biri dairemsi hareler çiziyor etrafına, gittikçe büyüyen. Kumlara yazılan sevdalar gibi bir dalga gelip bozuyor hayallerimi. Güneş ilk ışıklarını evrene göndermeye başladığında her şeyi unutup, kendimi bırakıyorum mavi sulara. Güneşin ilk ışıklarıyla denize girmenin tadını çıkarıyorum bir kez daha
Bu iç huzurla yeniden uzanıyorum şezlonga, deniz havlumu üstüme serip, ne kadar zaman uyuduğumu söylemeye utanırım doğrusu. Müzisyen dostum rüya gördüğümü anlayıp kıyamamış uyandırmaya. Bazen gülücükler oluşuyormuş yüzümde, bazen geriliyormuş yüz hatlarım. Ah bu tadına doyulmaz sohbetlerin, zorunlu, vedasız araları rüyamda da yalnız bırakmıyorlar beni.
Büyükçe bir şemsiyenin gölgesine çekiyorum kendimi öğle saatlerinde. Koyun mavi sularına dalıp gidiyor gözlerim yeniden. Ne kadar büyük bir su. Tanrının insanlığa hediyesi işte. Seven için sevdası da büyüktür sevenin gözlerinde. Büyük Okyanus da büyük şüphesiz. Hani şu pasifik dedikleri. Kenar denizleri ile birlikte yüzölçümü yüz seksen milyon kilometrekare olduğunu öğrendim okuduğum bir kitaptan. Ama ne kadar büyük olduğunu anlamak için biraz da kıyılarını, adalarını, nereden nereye uzandığını, barındırdığı dünyayı, o dünyanın efendilerini, sahiplerini, dostunu, düşmanını bilmek gerekir.
Heyyy; Büyük Okyanus ya da Pasifik sen ne büyüksün gönlümde;
Heyyy; yosun kokulu dalgalar evrenin gerçek yüzünü bana nasıl da anlatıyorsunuz;
Poyraz bir başka eser bizim koyda, yalnızlığın hüznünü biraz daha arttırır gül bahçeleri. Yaz akşamlarının seyrine doyulmayan ışıltısı ve yakamozlardan kopup gelen inci taneleri, beni, başka bir evrene taşır, her seferinde. Ve seherleri beklemeden, hüzün vakitlerinin aydınlık geceleri başlar, tan alacalarına kadar.
işte, bazen bir döngüye kilitlenir zaman yalnızlığın düşleri arasında.
Bilesin ki;
Kayboluşlarını yaşadığın kentin sokaklarında, asla ağlamayacak kaldırımlar, yalnızlığına veda ederken. Bulutlardan sevgi yağacak yüreğinin çatısına, yağmur yerine. Yosun gözlerine dolanacak deniz mavi kollarım. Yüreğinin avuçlarındaki kuş kanat vuracak gün doğumlarına, özgürlüğe, gök kuşağının en asil rengini görebilmen için.
Yeter ki sen korkularına yenilme,
Yeter ki sen derinlerindeki sınırları kaldır,
Yeter ki sen yık korku duvarlarını,
Çünkü duvarların önü de arkası da birdir yalnız sevdalar için...
Zaman duyguların paylaşım saatlerini henüz tamamlamışken, geçmişle şimdi ve gelecek arasında uzanan köprüler kuruluyor hayal meyal. Gecenin sessiz karanlığı gönül kavsimde harmanlanan gri ve beyaz düşlerimi biraz daha koyulaştırıyor saatler uzadıkça. Pembe hayallerin süslediği, gecelerin haz veren sohbetleri bile, uykularımın alnından vurulmasına yetmiyor tan alacalarına kadar. Koyun mis gibi, yosun kokan havası çağırıyor beni delicesine.
Gri düşlerimi gecenin karanlığına bırakıp, gönül bahçeme sarkan yediveren güllerinden topladığım pembe düşlerim avuçlarımda, kilometrelerce uzanan sahil şeridini yürüyorum, beyaz kanatlı martıların çığlıkları eşliğinde. Doğanın huzurunu yakalamaktır gün doğumları, doğanın huzurunu yakalamak beynini yıkamaktır bir bakıma. Gün doğumunu bekliyorum bir şezlonga uzanıp, beynimi yıkayıp umutlarımı tazelemek için. Gözlerim ha kapandı ha kapanacak. Uykusuz gecelerimin yorgun düşlerini bırakıyorum maviliklere. Her biri dairemsi hareler çiziyor etrafına, gittikçe büyüyen. Kumlara yazılan sevdalar gibi bir dalga gelip bozuyor hayallerimi. Güneş ilk ışıklarını evrene göndermeye başladığında her şeyi unutup, kendimi bırakıyorum mavi sulara. Güneşin ilk ışıklarıyla denize girmenin tadını çıkarıyorum bir kez daha
Bu iç huzurla yeniden uzanıyorum şezlonga, deniz havlumu üstüme serip, ne kadar zaman uyuduğumu söylemeye utanırım doğrusu. Müzisyen dostum rüya gördüğümü anlayıp kıyamamış uyandırmaya. Bazen gülücükler oluşuyormuş yüzümde, bazen geriliyormuş yüz hatlarım. Ah bu tadına doyulmaz sohbetlerin, zorunlu, vedasız araları rüyamda da yalnız bırakmıyorlar beni.
Büyükçe bir şemsiyenin gölgesine çekiyorum kendimi öğle saatlerinde. Koyun mavi sularına dalıp gidiyor gözlerim yeniden. Ne kadar büyük bir su. Tanrının insanlığa hediyesi işte. Seven için sevdası da büyüktür sevenin gözlerinde. Büyük Okyanus da büyük şüphesiz. Hani şu pasifik dedikleri. Kenar denizleri ile birlikte yüzölçümü yüz seksen milyon kilometrekare olduğunu öğrendim okuduğum bir kitaptan. Ama ne kadar büyük olduğunu anlamak için biraz da kıyılarını, adalarını, nereden nereye uzandığını, barındırdığı dünyayı, o dünyanın efendilerini, sahiplerini, dostunu, düşmanını bilmek gerekir.
Heyyy; Büyük Okyanus ya da Pasifik sen ne büyüksün gönlümde;
Heyyy; yosun kokulu dalgalar evrenin gerçek yüzünü bana nasıl da anlatıyorsunuz;
Poyraz bir başka eser bizim koyda, yalnızlığın hüznünü biraz daha arttırır gül bahçeleri. Yaz akşamlarının seyrine doyulmayan ışıltısı ve yakamozlardan kopup gelen inci taneleri, beni, başka bir evrene taşır, her seferinde. Ve seherleri beklemeden, hüzün vakitlerinin aydınlık geceleri başlar, tan alacalarına kadar.
işte, bazen bir döngüye kilitlenir zaman yalnızlığın düşleri arasında.
Bilesin ki;
Kayboluşlarını yaşadığın kentin sokaklarında, asla ağlamayacak kaldırımlar, yalnızlığına veda ederken. Bulutlardan sevgi yağacak yüreğinin çatısına, yağmur yerine. Yosun gözlerine dolanacak deniz mavi kollarım. Yüreğinin avuçlarındaki kuş kanat vuracak gün doğumlarına, özgürlüğe, gök kuşağının en asil rengini görebilmen için.
Yeter ki sen korkularına yenilme,
Yeter ki sen derinlerindeki sınırları kaldır,
Yeter ki sen yık korku duvarlarını,
Çünkü duvarların önü de arkası da birdir yalnız sevdalar için...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar