veli toplantısına gelen anneyi öğretmenle basmak

lisedesinizdir ve hafif yaramaz bir çocuksunuzdur. en yakın dostlarınızla okuldan kaçar, sigara içer, tuvalette birbirinizi pamdikleyip eğleniyorsunuzdur. fakat bir gün öğretmenleriniz bu durumu anlatmak ve bir çare bulmak adına ayrıca diğer öğrencilerin yararına olsun diye toplantı düzenlerler ve annenize söyleyin derler. herkes çağırır ama siz ne bok olduğunuzu bildiğiniz için söylemezsiniz. pazar günü saat 10 gibi başlayacaktır toplantı. siz de geceden ev telefonunun fişini çekersiniz ama nafiledir. çünkü eve kağıt gelmiştir çoktan. anneniz de görüp hazırlanarak toplantıya giderken engel olamazsınız.

anneniz toplantıya gider, dönerken de ekmek alacak ve kahvaltı hazırlayacaktır. fakat siz evde içiniz içinizi yerken anneniz epey bir süre dönmez. merak edip hemen okula gidersiniz hademe doğan abi size toplantı çoktan bitti diye kıhkıh güler. siz hemen izbe arşiv odasına koşarsınız sigara içmek için. kapıyı bir anda açtığınızda annenizin eteğini, baldırını sonra da en sevdiğiniz öğretmeniniz hafif piç ve muzip olan selçuk hocanızı görürsünüz. plastik gibi hafif messiye benzeyen külot içinde sağa yatık şamar dalgasını okşayıp patlıcanı annenize köklüyordur. anneniz masaya uzanmış, bastır aşkım haydi bastır ıh ıh kayseri diye bağırıyordur hafiften. sonra çıkartıp ağzına dayarken sizi fark ederler ve bir anda penisi elinden düşer selçuk hocanızın. hemen cebinizdeki dikiştutmazı çıkartıp annenizle hocanızı kesip bırakır ve adalete teslim olursunuz.

hapse giderken mahkeme çıkışında elleriniz kelepçelidir ve jandarmalardan bir saniyelik izin istersiniz. babanız ve bacınız sizi ağlayan gözlerle izliyordur. kelepçeli ellerinizi kafalarından geçirip sarılır, ağlarsınız. o anda dit dini dininiv dininiv niv melodisi yani ay yüzlüm çalar.. bu arada da jandarmalar sizi tutup hadi artık der. 8 sene ceza yemişsinizdir. bir anda kendinize gelir ve türkü söyleyerek hapse doğru gidersiniz.

namus belasına gardaş vurduğumuz can bizim..