bugün

can sıkabilir. dünya'dan yaklaşık 1000 km sonra atmosfer neredeyse yok denecek gibidir artık ki daha buraya gelmeden basınç farkından dolayı sıkıntı yaşarsın. sonrasında radyasyona ve etrafta mermiden daha hızlı ilerleyen göksel cisimlere maruz kalırsın. yani çırılçıplak bir şekilde uzayda hayatta kalma süresi çok düşük. gökyüzünü izlemesi hoş ama orası bizim için hiç güvenli değil. bu sebeple mekiğe binip dışarı çıkacağın zaman astronot kıyafetleri giymen gerekmiştir. mekiği terk edip şöyle bir dolaşayım desen uzay seni yemek için hazır bir şekilde bekliyordur. hem zaten gitsen nereye gideceksindir? bu halde doğa ananın kucağından inip dolaşmaya çalışan küçük bir çocuk gibisindir. evren seni kucaklayabileceği gibi ona adapte olmadığın durumda seni yok etmeye de meyillidir. umurunda da olmaz. soluduğun hava kadar yaşarsın evrende. havan olmadan hiçbir şeysindir. yani dünya'ya adapte olmuş olman hem iyi bir şey hem de kısa sürede evreni keşfetmeni engelleyen bir durum. başka bir gezegendeki varlık da muhtemelen senin gibi uzayda özgürce dolaşamıyor. dolaşanlar varsa bir şekilde yolunu bulmuş olanlardır. çünkü herkes karbon temelli bileşiklerden oluşmak zorunda. böyle yapılar evrim gerçeğini de düşünürsek bulunduğu gezegene adapte olmalı. adaptasyon olayı tüm karbon temelli canlılar için benzer olmalı. mars'ta bulunacak bir varlık muhtemelen dünya'ya geldiğinde ölmeli mesela. yaşam şartları onun için muhtemelen fazlasıyla ağır gelecektir çünkü. yani özetle keşif için bir şeyler yapıyoruz ama evrenin kanunlarının dışına çıkamadan. bunları unutmamak gerek.
dolaşıp napıcan, uzayda saat 9 dan sonra hayat yok. onu bırak 9 dan önce de yok. aslına bakarsan uzayda genel olarak saat 9 yok.