bugün

efendim kafayı sıyırmanın, ciddi semptomlarından birisdir.

bugün uyandığımda tanımadığım bir evde, yatakta uzanmış bir adam farkettim. bir süre bu adamın kollarını, diğer uzuvlarını inceleyince bu adamın ben olmadığı anladım. aslında beynimde ben diye de bir kavram yoktu. istanbul yoktu, evren yoktu. hiçbir şeye ait değildim. hiçbir şey bana ait değildi. eşyanın tabiyatı yoktu. tabiat yoktu.

sanki, matrix' te meydana gelen bir program hatasının muhattabı olmuştum. kafka' nın bir roman kahramanıydım adeta. pskoloji' de ki yabancılaşma kavramıyla, pratikte tanışmıştım, o benle tanışmıştı. tanışma ritüeli olarak bir süre beni benden almıştı. allah'ım ne büyük bir hiçlikti, sonra bir lütuf gibi yavaş yavaş beni bana geri verdi. bir süre sonra bir şey anlamıştım.
'' hayatın bir lütuf oluşunun farkındalığıydı bu. ''
(bkz: kış uykusu)
(bkz: rip van winkle)
işte o benim.