bugün

8 yıl önceki üniversite yıllarında bu gün bu saatte ne konuşmuşum hepsi aklımdayken ezik olduğumu anladım. birileri bir laf eder olmadık formüllerle her lafı üstüme alır oldum. aman allahım dedim yoksa ben de bir ezik miyim?
1984 isimli film aklıma ilişti yoksa ben de bilmeden ajan mı oluvermiştim...
ezikler ajanı ismini kendime takıp çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığına uğradım. çalışma izni almak için form doldurup yetkiliye yalvardım. bana bakıp ulan dedi yoksa sen de şu eziklerden misin? kahretsin dedim kendikendime ne kadar anlaştırmak istemesem de ezik olduğum anlaşılıyordu. sonradan öğrendiğime göre ülke vatandaşlarının zaten çalışma izni almasına gerek yokmuş. ezikliğimi deşifre etmenin ezikliği, çalışma izni alma gerekliliği olmadığı sevinciyle ankara'dan bolivya'ya uçtum. her zaman dokor olmak istemiştim ama olsun ben artık bir ajandım. ernesto ağbeyimin vurulduğu dağların üzerinden uçakla geçiyordum. ernesto yakalandığında "beni vurma ey kaşına kurban olduğum mal, diri halim cesedimden kıymetlidir" demişti. aklıma düşen bu diyalog beni daha da ezdi. sonradan karar verdim ki benim kafama taktıklarım kimsenin umurunda değil. ben de buna kalburüstü eziklik dedim. iyi de etmişim.