bugün

tam anlamıyla bir kısır döngüdür. insanın beynine hükmedemediği durumlardır. çaresi var mıdır, henüz sonuçlanmamış bir olay. bilim adamlarından (mümkünse isviçreli) bu konuyu araştırmalarını talep ediyorum.
hatırlamaya çalışırken unutmanın tersidir, tersi pistir...
okulda sokakta her gördüğümde başıma gelendir.
hiç unutmamak için yapılırsa faydalı olur.
mesela hatırlamanız gereken bir bilgiyi unutmaya çalışırsanız aklınızda kalıcı olur.
insan beyninde unutma davranışını kontrol eden bir bölge yoktur.. daha doğrusu unutma bir davranış biçmi değildir..
yumruk vurma, öksürme, yürüme gibi davranışlar beyinde tanımlıdır lakin unutma dediğimiz olay beyinde biriken öğrenilmiş davranış ve bilgilerin arka odalarda kalmasıdır..
yani uzun lafın uzunu, unutmak istiyorsan, unutmayı isteme..
"Seni unutmaya çalışmak; en fazla sana benzeyen bir şiir okuyana kadar." demiş şair.
Unutmak diye bir şey yoktur zaten alışmak vardır.

"Gitmek sadece bir eylemdir, unutmak ise kocaman bir devrim"
olay bildiğin; osurmaya çalışırken sıçmaktır. evet bu bir dramdır.
unutmaya çalışırsan tabi ki hatırlarsın. unutmanın tek yolu siktir etmektir.
Hazirlik sinifi Ingilizce dersinde bile hoca dersle alakasiz bir soru soruyor:

"Insan yuz yuze gormedigi birisine asik olabilir mi"

Ben bu soruyu duydugum an ne yapacagimi şaşırıyorum, tuylerim diken diken oluyor aklima bazı şeyler geliyor. Bu haksizlik..
bu konuyla alakalı bukowskinin bir lafı var; ''zaman unutturmaz,sadece uyuşturur.'' duyguların çabuk körelmesi için çabuk yaşamak lazım ki ağlamak bunun için en etkin eylemlerden bir tanesidir.kaldı ki neden unutalım? bir insana verilebilecek en değerli şey güzel anılardır.
En Güzeli unutmaya çalışmamak. Yokluğunu sevmek.
Unutmaya çalışıyorsan zaten hatırındadir. Ve unutmaya çalışmak yerine unutmaya çalıştığınız her neyse ya da kimse ona karşı duyarsizlasmaya calismak en guzeli.
ilkin unutmaya çalıstim beceremedim sonra nefret etmeye çabaladim ve basardim. Artik o koca bi hiçten ibaret.