bugün

üniversite mezunu kişinin, üniversiteden mezun olduğuna pişman olması durumu.

al tanım sana, gerisi hikayenin içinde saklı.

pişmanım ulan üniversite mezunu olduğum için. eşekler gibi pişmanım düz adam olmadığım için.

yıllar yılı okursun, yaptığın çok basittir, kitap taşırsın okula, derslere girersin sonra 3 saatlik ucube bir sınavla hayallerinin dışında bir bölüme girmek zorunda kalırsın. "bu sene tercih yapmicam" dersin, yapmazsın da "x kazanamamış, x tutturamamış bi yer" bakışları rahatsız eder ama bir sonraki sene de istediğin yeri tutturamazsın, bir sene önce burun kıvırdığın yere gidersin icabında. okursun, ekmek elden su gölden bir hayatın olur. bababank her ay yatırır hesaba parayı. diğer yandan öğrenim kredisi denen para gelir bir miktar, gelirken de iyidir bu para.

okul biter, iş başvuru süreci başlar ki direkt golü yersin "erkek adaylarda askerlik şartı aranmaktadır" 1-2 yerde çalışırsın harçlık çıkartmak için derken dersin "ulan askerliğimi yapayım da aradan çıksın" dersin, askerlik aradan çıkar sivil dünyaya bir dönersin iş yoktur, hürriyet ik ekinin sayfaları azalmıştır, yenibiriş.com'un kariyer.net'in ilanları azalmıştır, sınav yapan bankalar bile sınav sonuçlarını açıklamayıp, mülakata adam çağırmaz olmuştur. askere gitmeden önce görüştüğün ve "askerlik dönüşü yerin hazır abicim, sen bir askerliğini çıkar aradan" diyen adamlar "xcim, abisi vallahi 10 kişi işten çıkardım, söz verdim sana ama kriz vurdu abicim bana da hak ver" cümlesini sarf eder, "kriz teğet geçti" diyenin lafına inananlara şaşar kalırsın. ne diyeceksin ki adama? o da haklı kendisine göre. baban sen istemeden harçlık verir, 25 yaşında harçlık almak koymaktadır.

okul hayatın boyunca masraf yapılmış, büyük paralar harcanmış, madden karşılaştırmak istersek icabında 1 ev veya lüks bir araba parası harcanmıştır eğitim süren boyunca ama gel gelelim iş yoktur. sonra düşünmeye başlarsın, kardeşin ortaokuldan sonra liseye gider sınıfta kalınca ilk sene, okulu bırakır berber olmaya karar verir. geliri çok iyi olmasa da harçlığını çıkarıyordur, askerden geldiği günün ertesi işe başlar, kriz mriz de hikayedir. kriz ortamı var diye millette saç uzaması, sakal uzaması bitcek değil ya? 5 kazanıyormuşdur kriz öncesi, 4 kazanmaya başlar yine de kazanır.

okuduk, araştırdık ne oldu? kocaman bir hiç. cayır cayır üniversite açılıyor, cayır cayır mezun veriyor üniversiteler. üniversite mezunlarının işsizlik oranı %25. diğer taraftan kredi yurtlar kurumu 4 yıl boyunca verdiği parayı 2 yılda geri ödemeni ister. "işsizim" dersin "bana ne" der, ödeyeceksin! "kriz ortamı" dersin, "bana ne" der. sosyal devleti bir kere daha görürsün, eğitim öğretimin ücretsiz olduğu laflarını, devlet babanın okuyan insanlara kol kanat gerdiği yalanına daha bir nefretle bakarsın.

keşke berber olsaydım, keşke kaportacı olsaydım, tamirci olsaydım. azıcık aşım, kaygısız başım olurdu. ülke durumu konusunda da kafamı yormazdım, düşünüp "nasıl böyle bir şey olabilir ya?" demezdim, kömür aldığım için mutlu mes'ud olurdum, seçim zamanı hatırlandığımda "büyük başkan" derdim. kitap okuma oranının %3 gazete okuma oranının %5 olduğu ülkede belki bu oranların içine de girmezdim, iyice demokrat olurdum böylece. malum bilmemek demokrasi fatihliği getirir bu ülkede, bilirsen ve bildiğin yanlışlara baş kaldırırsan "anarşik" olurverirsin bu ülkede.

pişmanım ulan üniversite mezunu olduğuma, belki 10 sene sonra fikrim değişecek ama bu şu anda böyle.
yetişkin bir birey sayıldığın halde ailenin sırtına halen yük olduğunu farkettiğin zamanlar, haşlığa ihtiyaç duyduğun paranı yettiremediğin zamanlar durur bir düşünürsün acaba anne kızgın anına denk geldiğinde söylediği ''okumaya gittin de ne oldu sana harcadığım parayla .... '' diye devam eden cümlelerinde haklı olabilirmi diye yanıtını veremezsin bu sitemin okudum maaşım bu işim bu statüm bu seni iyi yaşatarak ödeyeceğim hakkını diyemiyorsan pişmanlık az kalır bu hissi tarife sebep olanlar utansın diyeceğim o da nafile.
bi de adam olduğuna pişman olmak var ki temelde aynı sebeplerden ortaya çıkan nedamettir.