bugün

"biz sizin vekilleri birakalim, siz de uludere'yi daha fazla kurcalamayın, unutun unutturun" olayıdır.
yargıyı boş şeylerle meşgul etmeyin daha açılmamış ayakkabı kutuları var denecek bir olaydan öte bir durum değildir.
adaletin bazen yerini bulmaması gerekir. o gerekliliklerden birisi. doğru karar.
şaşırtmayandır. doğru karar diyenler de en az o 34 kişinin ölümüne ortak olanlar kadar iğrenç.
devlet eliyle işlenen cinayetlerin meşrulaştırılmasıdır.

teröristler veya değiller. bu ülke gittikçe otoriterleşmeye, polis devleti olmaya başladı. memurlar istedikleri herkesi, sorguya suale tabi tutmadan makineli tüfekle tarayabilmekte artık. ve bunun için soruşturmaya dahi gerek görülmeyebilir, ''kamu düzenine karşı tehdit'', ''kaçakçı'', ''çapulcu'' veya ''terörist'' olabilirsiniz çünkü. herkes potansiyel bir tehdit...

orada ölen insanları sevmeyebilirsiniz de, suçlu olduklarından nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? bu görüş, şartlı serbest bırakılan birisi cinayet işleyince ''kimse tahliye edilmemeli'' diyen insanlara benziyor. sonra da ergenekon'da balyoz'da ağlıyorsunuz ''tahliye nerede'' diye...
ordaki insanların çoğu pkk lıydı. neden masumlarmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. ölen şehitler için bu kadar ayaklanan yok.
Ölenlerin yanlarında silah bulunmustur. bunuda göz ardı etmeyelim. Kimse kusura bakmasın benim vatanıma ihanet edecek, askerime kurşun sıkacak sonra gelip onları savunmayın bana.
devlet terörist için hesap vermez.
insanlık için hiçbir türlü kabul edilemeyen gerçektir. çünkü her ne sebepten olursa olsun insan öldürmek suçtur. ancak Türkiye'nin kendi çıkarları göz önüne alındığında devletin üstünlüğü her zaman daha öndedir ve caydırıcılık açısından çok daha önemlidir.
Ortada bir kaçakçılık Ve o bölgede terör gölgesi söz konusu. Ve bu anayasal bir suç. Ölen insanlara pkklı demek de çok mantıklı değil.
Üzüldüğüm aslında hiçte şaşırmadığım karardır.
adalet yerini buldu.
Kürtaj cinayettir, uludere adalettir.
Şaşırtıcı olmayan bir karardır.Adaletsiz bir ülkede demokrasi aramak saçma olurdu.Lakin artık devlet vasfı da kalmadı.Giden gelen zevkine göre savcıyı tatile gönderiyor, istediği kadar yolsuzluk yapıyor onlara bir şey olmuyor, olan ezilen halka oluyor.Ve takipsizlik kararı veriliyor.Orada ölenler terörist diyenlere ise kişilik sorunu olduğu kesindir.Eğer teröristlik buysa askerlerde teröristtir.Çünkü onlarda bu durumdan payını alıyorlar.Kaçakçılık sistemin bir dayatmasıdır.Teröristlik değildir.Teröristlik yardım ayağına yatıp Suriye'ye kamyonlarca silahlar verip insanların ölümlerine göz yummaktır.
Doğru olan eylemdir daha önce olması gerekiyordu.
anlamsız geldi. halbuki rte bir kaç askeri daha bu bahaneyle içeri alabilirdi. ya işine gelmedi yada dışarda asker kalmadı ki böyle bir sonuç oluştu.
ülke sınırları kerhane kapısı değildir ordu devlet sınırlarını koruma görevini yerine getirmiştir. unutulmamalı ki sınıra kadar katırlarla silah taşınarak yapılan saldırılar akıllardayken asker bu ihtimali göz ardı edemezdi. ayrıca sadece terörist olma ihtimali bile yeterken bunlarin kaçakçılık yaptığı unutulmamalı bu da suç zaten yetmez mi? neyse sonuç uludere gibi olaylar haktır asker sorumluluğunu yerine getirmiştir.
şerefsizliktir. imansızlıktır. vicdansızlıktır. fetoşun bedduasından değil Roboskinin ahından korkun.
bir pantolon bir ayakkabısıyla yola çıkmış 34 tane genç. nefesinde fırtına üzerinde dolunay... canlarının ve cananlarının yedikleri darbeleri biraz olsun azaltmak için, vergisini sınırdaki tahtlarda oturan askerlere ödemiş oldukları ürünleri canlı naaşları ile taşıyıp, her insan evladında bulunan nefislerini terbiye edebilmek için gerekli olan helal kazancı sağlamak adına nefesleri kesilircesine koştular o gün. bir korku vardı evet. ahir hayatlarını, canlı naaşları her gün mayınların üzerinde defalarca görüyorlardı. ve ateş düştü 34 gencimiz şehit oldu. geride iki tanık kaldı. Yaradan ve analar. adı demokrasi ve özgürlükler ülkesi olan da, olanı biteni sindirip takipsiz bırakmak oldu.
dünya'nın hiçbir yerinde katiller kendilerini yargıladıkları orta oyunlarında kendilerine ceza kesmedikleri için roboski'ye takipsizlik kararı "şaşırtmamış" bir karardır.
3. dünya ülkesi olmaktan 5. dünya ülkesi olmaya evrilmemizin resmi vesikası hükmündedir.
(bkz: Ya ne olacağıdı tarraaam)

işinize geliyorsa.
yerinde bir karar.
oğlum yol geçen hanı mı ulan bu memleket? sınırı geçiyorsan götü ortaya koydun demektir.
40 kişinin tecavüzüne uğrayan kızımızın,
''kendi rızası ile kızlığı bozulmadan'' beraber olduğunu söyleyerek davayı başından savan adalet sistemin olduğu ülkede,
gündelik bir olaydır.
kızlık bozulmamış anacım,
oturamıyor olması problem değil neticede.
arz ederim.
bir bakan'ın ya da bakanamayanın evinde sırf lakayt davrandığı için aktif görevinden pasif göreve geçirilen bir polis memurunu yargılayan zihniyetin, 34 kişinin öldürülmesine göz yummasına çanak tutmak hiçbir sağlıklı aklın onayacağı türden bir eylem değildir. tabi söz konusu kürd'ün ölümü olunca kan emici faşistler başlarıyla beraber vicdanlarını da götlerine gömebilme yeteneğine sahip olabiliyorlar. acılarımızı illa bölüştürecek miyiz? bu sizin acınız, bu bizim acımız mı dememiz gerekiyor? duyguda bölücülük yapan siz, zihniyette bölücülük yapan siz, hakta bölücülük yapan siz, adalette bölücülük yapan siz ama terörist olan biz... adaletinizi de, hukukunuzu da, devletinizi de sikeyim. ben böyle bir çarpık sistemi tanımıyorum. varsa sorunu olanlar beri gelsin.
işin ucu kendilerine dokunacaksa yargının güçlünün hukukunu koruduğunu gösteren rezalettir.

olayda yanlış istihbarat olduğu, yani kasıt olmadığı varsayılsa bile, tek suçları kaçakçılık yapmak olan insanların uçaklarla bombalanarak öldürülmesinden dolayı en azından ihmal sonucu ölüme neden olmak suçlamasıyla bile dava açılmamış olması hukuk adına büyük bir utançtır.

akp döneminde olduğunu söylemeye gerek yoktur.

bu arada, olaya ırkçı kafayla bakanlar bu ülkenin bölünmesinde ve demokrasini giderek yok olmasında en az pkk ve akp kadar suçludurlar.