bugün

(bkz: Sen ne diyon lan değişik)
zenciler hızını alamayıp birbirlerinide siktiler.
spor salonundan içeri girdim ve konuşmamı yyapmak üzere kürsüye çıktım. Tam konuşmamın en can alıcı yerinde spor salonunun duvarlarına zencilerin beni nasıl siktiği yansıtılıyordu. Herkes şoktaydı. Tabii bende. ibne ömer bey, baban olsa koltuktan kaldıracaksın demişti ama galiba kendini bu gruba dahil etmemişti ki, bana böyle bir bıraktırma metodu izliyordu.
alınan alkolünde etkisiyle ortam iyice yumuşamıştı. Ömer bey ruhumdaki ibneyi uyandırmıştı. Herkes ibne olsun, parti binasında tren yapalım, çıplak dolaşalım istiyordum. Beni siken zencileri, herkesin kafası kıyak olunca içeri aldım. Zenciler herkesi hunharca sikiyordu.
zenciler bir bir ölüyordu. Önceleri çok üzüldüm. Ama zamanla alıştım. Bütün parti yönetimini toplayıp kocatepeye gittik ve tövbe namazı kıldık.
sonra bir zenci gelip ölenleri sikti.
inci sözlük yazarları yüzünden boka saran hikaye (bkz: iğrençsiniz ibneler). ne o öyle zenciler falan? yakışık alıyor mu? ayıp yani.
ama zenciler her yerdeydi. yana döne parti çalışanlarını arıyorlardı.
kapıyı açtığımda şarapçı koala klarnetini sıvazlıyordu.
en sonunda "amaaan sikerim böyle aşkın ızdırabını... bana ne kurultaydan?" diye düşünsem de kafamı bir silkeleyerek kendime geldim. zira bu kurultay, devletin başına geçme hayalimin gerçekleşmesi yolundaki en önemli dönüm noktalarından biriydi. lakin bu stresli hayatı bırakıp karayipler'de bir adaya yerleşme düşüncesi de kafamı karıştırıyordu.
sonra bir saat sesi duydu. dişi bir saat. yataktaydı işte. 6. dereceden bir memur. komünizme defa edilmiş bir ülkede. uyuyordu tam 31 saattir.
inlemeleri de dinliyordu bir yandan ama ne fayda. ülke lanet olası komünistlerin elindeydi. her gün devrim. her gün kumar her gün kadın. ilerleme sıfırdı.
bir an "anap iyi partiydi he" diye düşündü.
aklında bir liberale kaçan karısı vardı. konuşmaya başlamadan önce nutuk'tan ezberlediği bir cümleyi okudu sessizce.
aklından obsesif fikirler vardı. komünizmi devirmeye ant içmiş pislik bir liberal damarı taşıyordu. devam etti...
ömer bey siz ne zamandır şerefsizsiniz? diye atıldı bir gazeteci...
sonra bir anda bir projeksiyon belirdi salonda. ömer bey'in çıplak videosunu içeren bir kaset yayına girdi.
aniden deniz baykal kapıdan içeri girdi.
onu bunu bırak ömer bey bu sana yetiyor mu dedi gazeteciler ekranı izlerken.
bir gazeteci yeter artık sizin ne b.k olduğunuzu biliyoruz bu kaset ne bu zihniyet ne sizde liberal damarı felan kelam dedi ve kendini havaya uçurdu. ömer bey öldü. efsanesi sözlüklere dam dam damladı...
zannedilirken, aniden ömer beyin sırtından bir kan boşalması yaşandı. yüksek debili kan her yere sıçrıyordu. ömer bey, ömer bey yaralanmıştı.
tam o anda ömer bey'in dünyası karardı. kasığından vurulmuştu.
sonra yine vuruldum.
tam o anda ağzımdan kurşun yedim.
*
aniden gelen bir kurşun ile yere düştüm.