bugün

Sürekli başıma gelendir.
bu öyle bir şeydir ki yıllarca verdiği emekten, harcadığı zamandan, kaybettiği değerlerden, kazandığı mutluluklardan feragat etmek zorunda bırakır insanı.

kişi, mevzubahis farkedişin ardından, eldekiyle yetinme ya da kendi kendine telkin yöntemlerini devreye sokup ulaşılan şeyin ya da noktanın kendisini mutlu edeceğine ve manevi tatmin yaşatacağına inandırmaya çalışır.

işte bu anlarda, zaman kavramı insanın aleyhindedir. Kişinin kendisiyle bir başına kaldığı her an telkinlerin gücü tükenecek ve kabullenme süreci er ya da geç başlayacaktır.

kabul edildiği anda feragat süreci başlayacak ve yeni bir hedef belirlenip böylesi yıkıcı bir psikolojiden arınma yolları aranılacaktır.
maneviyat haricindeki herşey bu sona mecburdur.
hayatın her alanında bu böyledir. ulaşılmayan şey ulaşılamadığı için güzeldir, ulaşmak için verdiğin çaba güzeldir. ulaştığında amacını kaybeder insan. boşluğa düşer.

burçak çerezcioğlu'nun mavi saçlı kız kitabından bir alıntı: "ulaşılmazlıklar öylesine güzeldir ki, işte budur isteği tutku yapan."
ayrıca dostoyevski'nin budala'sından bir alıntı: "Kolomb Amerika'yı bulduğunda mutlu olmadı, ararken mutluydu."
büyük hayal kırıklığıdır. tüm emeklerin boşa gitmesidir.
bir teselli ararsın ama olmaz. kabullenemezsin içten içe.
Aramak Beyhude çaba...
Dengin gelir bulur seni, arama.
Dedim...