bugün

kabul etmeliyiz ki türk ırkı şu an eski parlaklığında değil, birçok saydaşımız esaret altında dinlerini bile yaşayamazken durumumuz çok iyi diyemeyiz. ayrıca bağımısz devletlerimizin de hali ortada. pkk, karabağ vs. bir çok sıkıntımız var.

ancak türk'ün tarihi yeter sözü bir çok şeyi açıklıyor. amerikalı bir yazar olan katharina branning'in ''bir çay daha lütfen'' adlı kitabında bir sözü vardı, çok hoşuma gitmişti:

ben amerikalı olduğum için avrupalıların viyana önlerindeki muhteşem türklerden olan korkusunu yaşamıyorum.

evet efendim, tarihimiz yeter. dostumuzu mutlu eden, düşmanımızı tir tir titreten şanlı tarihimiz.

pakistan'ı, bosna'yı, kosova'yı, afganistan'ı mutlu eden
yunanistan'ı, rusya'yı, ermenistan'ı, hatta fransa'yı korkutan şanlı tarihimiz.

türk'ün tarihi yeter! türk'ün adı yeter!
(bkz: uludağ sözlük liseli ocakçı team)
(bkz: türkler dünyanın en yüce milletidir)
türklerin yüceliği kanlarından değil tarihinden gelir efendim. kanımız üstün değil. bizimkide a, b, rh işte farkı yok bizim farkımız tarihimiz.

bizim okuldaki somalili çocuk ülkesinin ingiltere'den italya'ya kiralanışını anlatırken,
rus kırım da, kafkaslarda yaptıklarını anlatırken, sen emperyalizm'i anadolu'dan nasıl kovduğunu anlatıyosun.

bizim yüceliğimiz eli nasırlı şerefli anadolu insanı,

bazısı cezayir'de kaldı, bazısı macaristan'da.

anıları hep taze kalsın. allah Türk'ü korusun!
türk'ün tarihi güzelliklerle doludur ama geçmiş ileriye dönük adım attırmaz. göbek büyütüp zamanında ne sikmişiz diye düşünürken 100 yıldır aynı yerde sayıyoruz. bir geliştirmemiz yok, diplomatik, teknolojik ve de kafa yapısı olarak.
köklerinden bağı kopan insan bozulur, değişir... aynı japonların bonsai minyatür ağaç yetiştirme şekli gibi. kökünü kesersen büyük giibi görünür, ama aslında ufacıktır.

köküne bakılıp kalmak doğru değildir, kökten filiz gibi fırlayıp çınar olma vaktidir.