bugün

iki defa kuşatıp, kapısından götün götün döndüğümüz şehr-i viyana'nın fetholunamayışının sebebidir.

faşik tarihçiler bu konuda kırım hanı'nı suçlarlar, ordunun ağır silahlarının getirilemeyişinden falan bahsederler.
ama gerçekleri bir türlü yazmazlar.

evet, viyana'yı iki defa kuşatıp fethedemememizin tek sebebi kürtlerin yardıma gelmeyişidir.
faşik padişahlar kürt kardeşlerimizi malesef avrupa seferlerine götürmemişler, doğu'da güvenliği sağlasınlar diye anadolu'da bırakmışlardır.

kürtler cansiperane bir şekilde anadolu'da bizim götümüzü kollarken, tembel türk ordusu avrupa'da bir türlü başarı elde edememiş, viyana alınamamıştır.
türklerdir. kırım hanının gururu yüzünden koca viyanayı kaybettik be ulan bizim başımıza ne geliyorsa yine bizden geliyor vay amk.
1. Viyana kuşatması kanuni döneminde meydana gelmiştir . Kuşatmanın başarısızlığının nedeni şehrin çok güçlü surlara sahip olması , kuşatmanın kış ayına denk gelmesi ve erzak yetersizliğidir . Zaten kanuninin bu kuşatmadaki amacı şehri almaktan ziyade avrupalıların gözünü korkutmak ve göz dağı vermek içindir .
1. viyana kuşatması beklenmeyen gelişmeydi. amaç kutsal roma imparatorluğunu meydan savaşına çekebilmekti ama karşımıza çıkamadıkları için kanuni viyana'ya kadar gitti. kuşatma'ya hazırlıklı gelmediğimiz için geri çekildik.

2. viyana kuşatması merzifonlu'nun gururu ve kırım hanının ihaneti yüzünden olmadı. amaç bu sefer viyana'yı almaktı. merzifonlu şehre zarar gelmesin diye ağır bombardıman altına alsa yada kırım hanı ihanet etmese osmanlı viyana'yı alacaktı.

onun dışında viyana istanbula çok uzaktır ve büyük şehirdir. ele geçirirsin politik anlamı bitecek avrupa'nın merkezi başka bir noktaya kayacaktı. artan gayrı-müslim oranı ülkemize getirdiğinden fazlasını götürecekti. bu yüzden merzifonlu dışında hiçbir komutan ve padişah viyana'yı almayı amaç edinmedi. ayrıca sömürge yarışına girmeyen ve bilimsel anlamda geri kalan osmanlı eninde sonunda viyana ve diğer topraklarını kaybedecekti.
Kısa ve net: fes yetmezliğidir.

Efendim,

Paşa torunu olmam ve devlet-i aliyye'ye olan sevgim herkesin malumu. Paşa dedem zamanında anlatmıştı.

Viyana o zamanlar ördekleri ile meşhur bir şehirmiş. Osmanlı kuşatma başlatınca viyana halki bu hayvancıkları besleyemez olmuş. Eee yavrularının rızkı kesilen Ördekler de osmanlı Çadırlarını mesken tutmuşlar.

Devlet-i aliyye'nin Akıncıları bu ördeklerin gelip kah etrafta vak vak vak ötüp yerlerini belli etmeleri, kah askerlerin iki parça ekmeğine göz dikmeleri sebebiyle resmen ceng ilan etmüş. Paşa dedem o sıralar orduda görevli subaymış. Komutana sormuş:

-paşam frenk gevurunun mel'unları orduya dadandı. Askerlerin rızkına göz dikti mendeburlar.
+derhal def ediniz.
-paşam cephanemiz kısıtlı malum.
+feslerinizi kullanınız.

Paşa dedem hemen emri askerlere duyurmuş. Ördeklere ilk fes'i de paşa dedem atmış zaten. Viyana'da heykeli durur hala hey gidi.

Gel zaman git zaman atacak fes kalmamış tabi. Askerlerin başı üşümüş. Viyana'daki frenk kefereleri de askerlerimizi iyice hasta etmek için şehrin iki kapısını açıp ceyran yaptırınca mecburen geri çekilmiş devlet-i aliyye. Bu olay tarihe "vaka-i vakvakiye" diye geçmiştir.