bugün

Bu yazı bütün siyasi görüşlerden ve dini bakışlardan sıyrılarak yazılmıştır. Öncelikle bunu belirteyim.
Türkiyede özgürlük kavramının nasıl anlaşıldığı hakkında bazı yorumlarda bulunacağım.
Bu yorumlarda bulunurken vereceğim örnekleri tam karşıtı için de ele alabilirsiniz.
Öncelikle toplumun büyük bir kesmi özgürlükten dem vurup onun değerini anlatmasına rağmen özgürlük üzerinde nasıl bu kadar fikir ayrılıkları var ona bakalım.
Örneğin bir müslüman, fikirlerini dile getirebilmeyi, ibadet etmeyi özgürlük olarak görüyor ve dini değerlerine hakaret edilmesini suç olarak görüyor. Peki aynısını karşıdaki için uyguluyor mu?
Gözlemlerim sonucu bu sorunun cevabı hayır,
pekala diğer dinleri aşağılayıcı yorumlarda bulunabiliyor, hatta bazı durumlarda insanların kendi dinlerini yaşama hakkına müdahale bile edilebiliyor.
Sebep olarak da burası müslüman ülkesi deniliyor.
Hristiyan ülkesinde yaşasaydın ve aynı tutum sana gösterilseydi hoşuna gider miydi? Bir müslüman olarak benim hoşuma gitmezdi.
Elbette insan kendi dininin en doğru din olduğunu düşünebilir ancak karşısındakinin de kendi dini hakkında aynı şekilde düşündüğü unutulmamalıdır.
Veya kadın hakları aktivisti birini inceleyelim.
Bu insanlar kadınların özgürce yaşabildiği bir toplum istediklerini, bunun hakları olduğunu söylüyorlar. Peki aynısını karşı cins için de söyleyebiliyorlar mı?
Bir kadın bir erkeği öldürdüğünde yaşama hakkının kutsallığından mı bahsediyorlar yoksa oh iyi yapmış, haketmiştir gibi yorumlarda mı bulunuyorlar? Veya bir erkek nafaka ödediği için mağdur olunca o erkeğin mağduriyetini dile getirebiliyorlar mı?
Geçenlerde instagramda faaliyet gösteren solcugazete adlı bir hesabın akp'li üyeye linç haberini gördüm.
Haberin altına yazılanlar ürkünç. Kendini özgürlükçü olarak tanımlayan kitleler, iyi olmuş, haketmiştir gibi yorumlarda bulunmuşlar.
Aynı şey ülkücüler devlet bahçeli'ye hakaret ettiği söylenen birinin ağzı burnu kırık halde fotoğrafını paylaştığında da gözüküyor.
Solcusu da sağcısı da, muhafazakarı da laiği de, müslümanı da hristiyanı da aynı telden çalıyor. Özgürlük kendilerine tanındığında sorun yok, ama karşısındakine tanındığında kıyamet kopuyor.
2000'li yıllarda devletin başörtüsü takma özgürlüğünü elinden aldığını söyleyen insanlar çocukları başörtüsü takmak istemediğinde kıyameti kopartıyor.
Gerçekten bu mudur özgürlük, hep bana hep bana demek midir?
Neden birinin kürtçe konuşmasından, birinin türk ırkıyla övünmesinden, müslüman olmasından, dinsiz olmasından, açık veya kapalı olmasından rahatsızlık duymak mıdır?
Özgürlük nedir bu ülkede?
Daha demin a haber türlü terbiyesizlikler ile fatih portakalı hedef haline en getirmiş Fahrettin altunun ev mahremiyet i diye zırlayan propaganda kanalı fatih portakalın garajdaki arabasına kadar ve zoom ile çekim yapmış özgürlüğünüze savaş açan bu zhniyeti iyi tanıyın ilerde gelecek nesiller size bakıp gevşekliğiniz yüzünden küfür etmesin.şu an özgürlük bakımından 19 yy Osmanlı sının bile geri düşmüş ülkeyi bu çirkeften çekip çıkarmamız şart..