bugün

bu ülkede başarılı olamamaktır, türk insanı tarafından hor görülmektir. zira bedensel kinestetik zeka sahibi olan insanlar çoğunlukla yaratıcı olan, farklı bir şeyler yapmak isteyen insanlardır. hareketli ve enerjiklerdir. bir şeyi öğrenirlerken olayın içinde olmak isterler, görmek ve işitmek kendilerine yetmemektedir. özgürlüklerine düşkünlerdir. bir yerde sabit durmayı sevmezler, aksine hareket etmeyi severler. bunlardan dolayı da sanata ve spora yatkın olurlar. bu kadar olumlu özelliğe rağmen nedense akademik hayatları boyunca başarısızlıklar içerisinde sürünürler çünkü türk eğitim sistemi kinestetik öğrenmeye destek verememektedir. bundan dolayı da bu insanlar türkiye'de bulundukları süre boyunca hep zorluk çekerler. zira türk insanı ne sanatla uğraşana, ne de sporla uğraşana saygı göstermemektedir. sırf bu gerikalmış düşünce yapısı sebebiyle belki de yüzlerce, hatta binlerce değerli insanı yitiren bu toplum daha yaptığı hatayı fark edememiştir, edememektedir. çünkü hala daha çizim, yazı yazma, dans, atletizm, futbol, basketbol gibi aktivitelere yeteneği olan insanlar hafta içi her gün 8-9 saat boyunca bir sıra başına oturtulur. meslek hayatlarında bile kullanmayacağı siktiriboktan bilgiler beynine sokulmaya çalışılır. ne zaman bu insanlar sistemi eleştirmeye kalsa susturulur, sindirilir. bunun bu ülkede bir zorunluluk olduğu, bu yüzden de şikayet etmemesi gerektiği özellikle vurgulanır. sonuç olarak; bu insanlar hem bu bilgileri öğrenememiş olurlar, hem de sahip oldukları yetenekleri zaman içinde yitirirler. sistemin çarkları arasında ezilerek, parçalanarak hayatları boyunca mutsuz bir şekilde icra edecekleri o boktan mesleklerini sürdürürler.

bu amına kodumun ülkesinde bu konuda bir şeyler değişmeyecek, bunu biliyorum ama lütfen artık şu insanların kararlarına burnunuzu sokmayın! onları sevdikleri ve yapmaktan keyif aldıkları işlerden soğutmayın lan. adamın fakir kalma imkanı varsa sana ne? sen sanki eğitimini aldığın o siktiriboktan üniversiteyle bill gates kadar servet yapacaksın amına koyim!? bırak adam fakir kalacaksa kalsın. en azından hayattan zevk alır, mutlu kalır. sen para kazanınca mutlu olacağını falan mı zannediyorsun? hayır.. sen de para kazanmana rağmen hep mutsuz olacaksın, hep "keşke şu işi ilerletseydim", "şu yeteneğimi geliştirseydim, en azından mutlu olurdum" diye diye ağlayacaksın. ha belki de o adamla sonunuz aynı olacak.. sen de para kazanamayacaksın, o da. ama en azından o adam yaşamdan zevk alacak, mutlu olacak.

umarım bu insanlar çoğalır da bu ülkenin sanat ve spora olan bakış açısı değişir.