bugün

katar'da kadınlar öğretmenlik ve kadın hastalıkları dışında bir işte çalışmazlar, araba kullanamaz, tek başına taksiye binemez, zira taksicinin işi gider bir daha çalışamaz, mahalleden bi ton zopa yer, ticaretin içinde ise hiç yoktur, bankalarında, şirketlerinde, otellerinde kadın çalıştırmazlar, muhasebeci yerine muhasip işinizi yapar. Kadınlar ayrı bir kaldırımdan yürür avm lere farklı kapılardan girerlerki bilal kardeşim uyarmasa haydarı tadacaktım neredeyse. Sırf dinimiz arabistan yarımadasından geldi diye geçmişte bize türlü türlü desiselerle kazık atıp bizi şapa oturtan, karılarından hangisini dün dövdüğünü karıştıran ama cidde caddelerinde maseratisiyle drift yapan çoğunun çoktan pasif abd vatandaşı olduğu bir coğrafyanın insanını sadece peygamberimizinde o coğrafyada yaşamış olan kureyş kabilesinden olduğu için sevmek zorunda mıyım? ingiltere'de halen okullarda belletici olması için hafif dayak kabul görülüyor. Ama bu bakıştan sıkıldım artık. hollandayı örnek versek git o zaman esrarlı keklerinide getir burda gençleri zehirle dersiniz, değil be komşu. Batının yozlaşmış yaşam dinamiklerini almak değil amaç toplum mühendisliğinde işine yarayan bazı yedek parçalarını daha medeni ülkelerden alacaksın be arkadaşım. burada yapılan hatırlatma üzerine çocuğa yönelik şiddetin kaynağını türban ya da dine değil öncelikle kişinin şahısına bağlanması gerektiğini inandığımı sadece bu coğrafyada durumum sadece bir tokat ya da kulak favori çekmek ile kalmadığını durum daha ilerde olduğunu belirtmek isterim.
şimdi kadınları türbanlı, türbansız. erkekleri gözü dışarda, evcil, gençleri, ateist tinerci diye ayıralım. sonra genelle babam genelle yöntemini kullanarak herkesi aynı tonda-her kafaya aynı traş mantığıyla- kalıba sokalım. hayat böyle daha eğlenceli gerçekten.
Türbanlıların aşırı harcama yapması gibi çocuklarına şiddet uygulaması da inandığı ve bu uğurda saçının minicik bir telini bile gizlediği dinine aykırıdır.