özellikle küçük emrah filmlerinde olan durumdur. anne, fakirlikten dolayı ailenin geçimini kumbarayı bozdurarak gerçekleştirmektedir.
mahallenin pos bıyıklı, namus düşmanı bakkalı, kadını düzmektedir. hesabı böyle almaktadır.

buraya kadar her şey boktan bir senaryo gereğidir.

-amca borcumuzu gelecek ay ödeyecez.
+anneniz ödüyor evlat, gerek yok.
-hayırlı işler amca.

yalnız, küçükken ben, bu sahneden sonra beynimde şu düşünceler uçuşurdu; "demek ki annenin bankada yüklü bir parası var. ya da borsada iyi bir hisseye yatırmış parayı. ya da repo işinden iyi anlıyor."

şimdi düşünüyorum da, ben de az mal değilmişim.
tüm mahalle esnafının ortak repliğidir, sadece bakkalı değil, manavı ve kasabıyla beraber, bilimum tüm alacaklı kitle, emrah'ın motor annesiyle aynı şekilde hesaplaşmaktadır...
bakkal ve sütçü bu filmler sayesinde playboy kimliğine büründüler.
zamanında bir neslin, öğretmen büyüyünce ne olacaksınız diye sorduğu vakit, "ben büyünce bakkal olacağım" şeklinde cevap vermesine neden olmuş kişi.
(bkz: turk filmlerinde babanla hesaplasiriz diyen oruspu)
dediğini yapacak olan bakkaldır.
manavı, tüpçüyü, kasabı * da yanına alacak olan bakkaldır. sakınınınız.
- amca boycum ne kaday?
+ merak etme yiğenim, biz ananla hesaplaşırız.
- o zaman bi gofyet daha alabiliy miyim?
+ al lan al dükkan senin.
en yavşak duygunun insanıdır.
normalde esnaf o kadar abazan değildir.