bugün

Çarşı ve pazarlarda ve özellikle hükümet dairelerinde yangınlar için çok sayıda tulumba ve idare edecek kadar tulumbacı vardı. Bunlar diğer zamanlarda öteberi satmak, yük götürmek, sırık hamallığı yapmak ve küfe taşımak gibi işlerle geçinip giderlerdi. Yangın olduğunda hepsi işini bırakır, toplanır, tulumbalarını kaldırır, yangın yerine koşarlardı. Geceleyin bir kısmı resmi dairelerde, diğerleri mahallerde halkın yardımıyla yaptırılmış özel binalarda kalırlardı. Akşamları ise kendilerine mahsus tulumbacı kahvelerinde otururlardı.

Tulumbacılar mahallede oturdukları için mahalleye, özellikle kadın ve çocuklara bir yerde saldırı olur da görür ya da işitirlerse, her fedakarlığı göze alır, korumaya çalışılırlardı. Bunlar ocak eskilerine saygı, mahalleliye hizmet, zayıflara yardım, birbirlerine sevgi ve bağlılıkla vakitlerini geçirirlerdi. içlerinden ev - bark sahibi ve ağadan adam olanlar da ender değildi.

Tulumbacı kıyafetleri eskiden etrafı siyah, tepesi kırmızı çuhadan yapılmış, ucu arkaya sarkan kalpak ile önleri kılabdan, kesme kadife parçalarıyla işlenmiş camedan, Amerikan bezinden kısa, beyaz don, siyah abadan bir saltadan ibaretti. Birbirleriyle kavga ettikleri zaman diğerine karşı kullanılmak için yanlarında meşe ağacından ucu yumru biçiminde lobud, ince meşinden örme usturpa, saldırma, kama bulundururlardı.