bugün

bir arkadaş bunu "tim burton seyreden bir de bunu seven kız öpülesi canım denilesi kızdır." şeklinde tanımlamıştır. bu ayrıcalığın farkına varabilecek sayıda çok erkek olmasa da farkına varan erkeklerinden ayrıcalığının yadsınmaz olduğu gerçeğini insana vurgular.
Johnny Depp mevzusu açıldığında sweeney todd, makas eller ve helena bonham carter'dan bahsediyosa kesin tim burton'tanıyodur. bu aşamadan sonra rahat rahat big fish'i konuşabilirsin demektir.
kızın fakına varıp; ''ehuhehueheueueehueheueh onlar ne biçim filmler öyle çocuk çocuk, ergen misin kızım sen yoaa?'' diye kızı aşağılamaya kalkacak dingo erkek ise farketmesin daha makbule geçer.
şimdiye kadar denk geldiklerimin hepsinden 'ne biçim film onlar ya, çocuk filmi gibi, anlamsız şeyler' vb. tepkiler aldığım erkek türü.
o anda değişik düşüncelere dalan erkektir...

26 yıllık hayatımın 19 yılında var olan bir kız ve hayatımın en deli çağlarında sabah akşam tim burton filmleri ile yatıp kalkan ben... geçen gün 756564548821232659. kez izlediğim "Edward Scissorhands"ı anlatırken;

-yine izledim abi yine bittim ya! bir film, insanı aynı sahnelerle daha kaç kez etkiler?!
+o başka bi film abi, süper...
*evet çok güzeldir. ama big fish daha iyi.
-hı?
*big fish? izlemedin mi?
-izledim de sen tim burton filmi mi seviyosun?
*evet ama son çektiği alice'i sevemedim. eski tadı yok gibi.
-oha lan gel sarılcam!
*hahahha niye be?
-ne biliyim çok duygulandım! tim burton filmi seven kız en yakınımdaymış, fark edememişim 20 yıldır!
*hahaha ben de senin sevdiğini bilmezdim. öküz bu ne anlar derdim...
-delirme arkaşım! ben de sana mal gözüyle bakıyodum ama adamın dibi çıktın şu an...
*hahahah götsün.
-sen de.