bugün

aklı başında her türk insanının ivedilikle hayata geçirmesi gereken bir tiksinme eylemi.

birincisi tatlış bir "kelime" değil, tatlı kelimesinin makatına "ş" harfi sokuşturularak neticeden uydurulan bir "laf"tır. hatta laf-ü güzaftır. öyle bomboş bir icattır.

ikincisi tatlı kelimesi, sevimlilik belirtecekse bu ancak bir bebek ya da bir hayvan sevimliliği belirtebilir. tatlı adı üzerinde lezzetle alakalı bir sıfattır ve sevimlilik üzerine bir betimleme yapacaksanız bunu ancak mecazi anlamda sizde yeme isteği uyandıran bir nesnede kullanabilirsiniz. örneğin, "bebek ne kadar tatlı, ısırasım geldi" gibi. tatlı gözlük ya da tatlı kıyafet olmaz. olsa olsa sevimli olur. o da sizin beyinden yoksun, piremsem taklidi yapan orangutan yavrusu olduğuz gerçeğini kabul ettiğimizde olur ancak!

üçüncüsü sonunda "ş" harfi olan herhangi bir şey tatlı olsaydı, bu kelimeyi kullanan camışlar da dadından yinmezdi ama sizin gibileri gördüğüm yerde ağzına ayakkabımı sokasım geliyor. öyle sinirleniyorum, öyle nefret ediyorum sizden amk şempanzeleri.

yeter artık amk adam gibi konuşun s.ktirtmeyin bana çene kemiğinizin bağını!
abi konuyla ilgili bilimsel makale yayınlamış.

ilginç bir olay.
Haklı bir tiksintidir.
Şayet bir sinestezikseniz gözünüze hoş gelen bazı renklerin, cisimlerin tadını tatlı olarak algılayıp ona tatlış gibi bir sıfat yakıştırabilirsiniz.
Olasıdır. Çok da yargılamamak gerek.
ekşideki kendi başlığımdan kopyala yabıştır yaptım. uzun uzun yazmadım yani. aslında bir kez ekşideyken yazmıştım, ikinciye kopyaladım.

kapı benim kapım olduğundan mesele yok.