bugün

takdir etmeyi bilmeyen bir toplumu gözlemlemenin sonucu olarak yapılan tespit.
ortaya konulan her türlü emeğin, çabanın, girişimin takdirinden önce eleştirisini yapan, hatta inciğini cıncığını eleştire eleştire , eleştirinin dibine vurup, insanı birşeylerin çabasında olmaktan bıktıran bir eleştiridir.
belkide toplum olarak yeniliklere bu kadar yabancı kalmamızın, statükoculuğumuzun en büyük sebebi, takdir etmeyi bilmememizdir.
biz, bizden başarılı olan, bize öğreten, bizi koruyan kollayan, çekip çeviren insanları, bizden iyi oldukları için, başarılı oldukları için, kendilerinden başkalarını düşündükleri için kıskanıyoruz, sevmiyoruz, istemiyoruz, kabul etmiyoruz, redediyoruz, yerden yere vuruyoruz, öteliyoruz, kemiriyoruz, bitiriyoruz, yokediyoruz.
neden biliyor musunuz?
başarıya açız.
başarısızlıklarımızla barışık değiliz.
kendimizi o kadar yeteneksiz, başarısız hissediyoruz ki, yetenekli ve başarılı bir insan gördüğümüzde, susturduğumuz, bizi eleştiren yönümüzü karşımızda buluyoruz.
kendi başarısızlıklarımıza boğulup, karşımızdaki başarıyı da batağımıza çekmek istiyoruz.
halbuki, takdir etmeyi becerebilsek, kendimizde de takdir edecek yanlar bulmaya başlayacağız.
hayata karanlığımızdan, en karanlık bakışlarla bakmak yerine; en aydınlık bakışlarımızla bakmayı anlayamıyor, bulamıyoruz.
işte bu yüzden hiç kimse de dipsiz karanlığımızdan bizi çekip çıkaramıyor.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar