bugün

türk toplumunun çok büyük bir kısmını ilgilendirdiğini düşündüğüm konudur. köy kökenli bir toplum olduğumuz için (büyük çoğunluğun 1 kuşak, bilemedin 2 kuşak öncesi köye dayanır) geçmişte ve hala günümüzde köyden kente göç etmiş kişiler ister istemez bu gururu/kızgınlığı yaşarlar/yaşamışlardır.
taşrada kendisini var edebilen kişi şehre geldiğinde büyük bir boşluğa düşer ve tutunacak dal arar ve tutunabilenler bu gururu yaşasa da tutunamayanlar tam tersi duygular yaşarlar. biz de durum daha çok ikincisi gibi yaşanmaktadır. maalesef alt yapısı hazırlanmayan ve hala devam etmekte olan bu göç süreci hem göç edenlere hem de şehirde yaşayanlara zarar vermektedir.
şu an yaşananlar sınıf atlayamamış bir taşralının kızgınlığı/hırsı durumuna gelmiştir. yaşanılan sıkıntıları çözmenin bir yolu da bu olumsuz kızgınlık duygusunu, sağlıklı gurur haline getirebilecek ortamı hazırlamaktır.
hükümetler bunu yaparlar mı bence yapmazlar. çoğunun yaptığı bu kızgınlık vb duyguları kullanarak iktidara gelmektir. çözüm ürettikleri ölçüde oy kaybına uğrayacaklarını bilirler.
***
not: köyde çobanlık yapmış, ilkokulu bile zorla okumuş, okumak istediğini söylediğinde sırtında kürek sapı kırılmış bir babanın çocuğu hasbel kader ülkenin iyi bir üniversitesinin, iyi bir bölümünü bitirince bu gururu yaşar ve buraya bu cümleleri bu bilinçle yazar. *
türkiye de halkın dikey hareketinin asıl nedeni olan insanlardır. çoktur türkiye de böyle insan. toplumun geliştiğinin bir göstergesidir. türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için çok gerekli bulunmaz bir nimettir. aslıdna bunu sağlayan en büyük etkenlerden biride öss dir, ne kadar bok atsakta. eğer öss olmasa profların çocukları babadan oğula geçirirdi mesleklerini. ki zaten tahammülsüzlük ordan kaynaklanmaktadır biraz da.
bizim ülkemizde çok da doğru bulmasam da bu tabiri sınıf atlamanın tek yolu vardır okumak.
bunu yapabilmek gökten yıldız koparmak kadar zorken, gurur duymak hakkıdır yapabilenin ama tek şartla "aslını unutmadan".