bugün

beni en çok hayrete düşüren hala da inanamadığım bi olay vardı. bizim binada benim yaşlarımda esmer kemçük ağızlı bi çocukla mahalleyi döner dolaşırdık ama sabahtan akşama kadar çocuk ne zaman yerde bi kola kapağı bulsa bak şimdi açıcam altından -eski parayla- 500 bin çıkacak diyodu ve yeminle hile hurda yok her açtığında para kapağın içinde çıkıyodu. ya ben çok salak ve saftım oyununu görmüyodum yada bu çocuk tam bi büyücüydü lan insan o yaşta o paraları toplamak sınırsız dondurma demekti. kim bilir şimdi nerde hangi kapağın altında para arıyodur
--spoiler--

bu bir bit hikayesidir.

--spoiler--

ilk okul yıllarında saçlarım belime kadardı. 4. sınıftayken annem bir gün o upuzun saçlarımda sirke buldu. sirke, bitin yavru haliymiş. kadın kıyamadı, koli koli bit şampuanı alıp hepsini temizledi. tabi kafama vura vura, o ayrı. ben sirkelerimden kurtulmuş mutlu mesut yaşarken, bir daha, bir daha, bir daha... çok da temiz bir çocuktum. o zamanlar cipsler pokemon tasosu verdiğinden çılgınlar gibi cips yerdik. elimi hiç bir yere sürmeden direkt banyoya gider yıkardım falan. yani kendi kendimi bitlendirmem imkansızdı.

bir sabah anneannem eve geldi. kadıncağız iki gözü iki çeşme alıyor. dedik ''noldu anneanne?''.
''55 yaşımdan sonra bitlendim, olacak şey değil. nasıl temizlicem ben bunları.'' dedi.

tabi o arada anne de ben de bir şey demiyoruz, ağzımıza sıçar çünkü. benden geçmiş belli.

neyse anneannemin bitini hallettik, ben zaten iki haftada bir arınıyorum bitlerimden. en sonunda annem illallah dedi. bit şampuanlarının işe yaramadığını kafama gaz sürme kararı aldığını belirtti. öyle bir gaz sürdü ki kafama, daha doğrusu döktü, 10 yıl bit falan gelmeyeceğinden emindik.

bir kaç hafta sonra yan sıra arkadaşımın saçlarının kısacık kesildiğini gördük. kafamda deli sorular vardı. bana bit geçiren, ailemin hayatını zindana çeviren bu kız mıydı?

''neden kestirdin saçlarını?'' diye sordum.
''annem kestirdi.'' dedi utana sıkıla.

işte o zaman anladık ki aileyi karıştıran o kızmış. asıl bitli oymuş!

o günlerden hafızamda kalan; anneannemin ağlak suratı ve dayak yiyerek temizlendiğim zamanlar oldu.

not: o kızla hala görüşüyorum. bir de süslü püslü oldu ki sormayın. bitli zamanlarını biliriz de işte rencide etmek hoş değil.

neyse.
5 yaşımda kolumda 17 tane, aynı sene elimde 2 tane dikişle pek de güzel olmayan anılardır.
7 yaşımda kolumu kırdığımda büyükannemlerde idim,hastaneye giderken koluma yaptığı sarımsak,soğan karışımı iksirin kokusunu iç unutmuyorum. hala burnumda tütüyor, hayır.