bugün

kendine gel kendine!
Biraz kendimi dinlemek icin facemi dondurdum. Aslinda gosterisli ve mutluluktan geberiyomus gibi gozuken daha dogrisu sahte ve taklit tebessumlerden sikildim.

Yeni stres atma yontemim ise biraz geri donus.

Bilenler bilir; hayat 8 yasinda ve asiksaniz gercekten guzel diyen cedric'i izlemeye basladim en azindan 11 dk kimi an gulup kimi an sadece bu cizgi filmin cocuklar degil buyukler icin de gayet mesaj iceren rahatlama yontemi oldugunu fark ettim.

Bu da ilk bolumu *

https://youtu.be/Wu9NHGnr0JE

Hayat cok karmasik degil mi ve tatminkarsizliklarla gecen bir omur. Bindik bir alamete gidiyoruz kiyamete.
altı beş ve yedi rakamlarından nefret ediyorum.
Lanet olası bir hafta ne sıçımlık bi hafta ya .
Sözlük ben kötü bir insanım.çok iyi birisi olduğum için Kötü değil. Bildiğin kötü insan benim. ve iyi birisi olmam için daha da kötü olmam gerekiyor. Ki ona iyi olabileyim. Off çok karışık durumlar be.
bazen 'tarafsızlık' adı verilen yavşaklık nasıl bişey olur acaba, ben de mi öyle takılsam diye aklımdan geçiyor. yani hem herkesi bi şekilde yağlıyorsun, hem olayların tepesinden bakıp mal mal eleştiriyorsun, hem de sana çıkıp yavşak değil tarafsız diyorlar. güzel şey aslında falan diyorum. topa hiçbir şekilde girmeden, kendini hedefe oturtmadan, hiçbir şekilde yıpranmadan bedavadan itibar. sonra tabii hemen kendime geliyorum. kişinin 'tarafsız' bir yavşak olabilmesi için öncelikle tuzunun kesin bir şekilde kuru olması lazım. ikincisi karaktersiz olması lazım. üçüncüsü karaktersiz olduğunu belli etmemek için sürekli karakterliymiş numarası yapması lazım. dördüncüsü hiçbir şey için zerre kadar bedel ödemediği halde kanaat önderi gibi davranacak omurgası olması lazım. beşincisi modern hayatın gerektirdiği suni ihtiyaçlar için çalışıp çabalamasını hayatın sillesinden geçmek gibi lanse edecek mide lazım. altıncısı, herhangi bir olayın ya da durumun direkt muhatabı ortaya çıkıp 'sen kimsin' dediğinde ben efendim şöyle bu işlerin uzmanıyım, şöyle biliyorum, böyle önemliyim diye palavra sıkmak lazım. yedincisi, tarafsızlık diye bir şeyin var olması hiçbir şekilde mümkün değilken, tarafsız olduğuna dair propagandayı bizzat kendi elinle beslemek lazım. velhasıl, bence zor işler. ve tarihe tarafsızlığıyla övülerek geçen bir tane yavşak yok zaten. tabii ki bu iç muhasebem, kendi bildiğim şekilde hayatımı devam ettirmeye karar vermekle sonuçlanıyor. sonuçta hayatımı direkt ilgilendiren konulara ben müdahil olup taraf almazsam, ilk gidecek olan benim postum. herhangi bir davada yoldaş olmayı bırak, evdeki kedini emanet etmeyeceğin 'tarafsız' adamlara totalde bir şey olacak değil. birileri senin postunu yüzerken, o yavşaklar kendilerine prim yapacakları yeni tarafsız bölgeler bulur, ortalıkta erdem abidesi gibi dolaşmaya devam ederler. ha bi de senin yüzülen derin üzerinden ortamlarda vicdan kahramanlığı yaparlar, sen yüzüldüğünle kalırsın. daha önce yaptıkları gibi.
mutlu olmayışım, olamayışımdır. insan kendi hatalarıyla, kendi mallığıyla ruh sağlığına nasıl bu kadar zarar verebilir sorusunu araştıran sosyolojik bir deney yürüteceğim yakında. sırf can sıkıntısından.
ha bir de, diyebileceğim tek şey: iyi ki varsın!
neden sözlük kızları beni evine davet etmiyor sözlük ! özel mesajdan ileri gidemedik bir türlü.
hayır benim evimede gelebilirler ama nedense küfretmeye başlıyorlar.*
Değiştim sözlük.
Daha dün gece kendi benliğimi alıp karşıma düşündüm ben ne yapıyorum diye sordum kendi kendime. Cidden amacım ne? Niye kendi kendime zarar veriyorum. en başta düşünce tarzım değişti şaşırıyorum.
Önceden hiçbir erkekle değil muhabbet etmek gözgöze gelince bile utançtan kıpkırmızı olan benim şimdi kızdan çok erkek arkadaşı var. Yanlış mı yapıyorum diye her gece kendi kendimi eleştiriyorum ama bence herkesin karşı cinsten çok sevdiği arkadaşları olabilir, bilmiyorum.
sigaraya başladım mesela. Önceden kokusunu duyunca kuscak gibi olan ben sigara içiyorum. Saka gibi cidden.
Çay sevmezdim şimdi en sevdiğim ikili çay sigara oldu.
Onsuz asla yapamam derdim pekala onsuz da yapabiliyorum. Hem artık o olmasa da ellerim eskisi gibi soğuk değil o tutmasa da ellerim eskisi gibi üşümüyor.
üniversite adı altında liseye devam ediyorum babam şimdi arayıp bırak gel dese sabah yola çıkarım. Mutlu hissetmiyorum.
Bilmiyorum aslında sebebi ne? Niye mutsuzum? Cevap yok, cidden tuhaf.
Neyse, bi sigara daha yakıp uyuyalım bari...
çok insan öldürdüm yine bugün. ama çok şükür kimsenin kılına zarar gelmedi.
yaklaşık bir yıl önce hayatıma bir adam girdi. ilk başlarda gıcık olmuştum kendisine. çok sinir bozucu, çok şımarık gelmişti. konuşurken içimden üfleyip püflüyordum. zar zor cevap veriyordum, ayıp olmasın diye. sonra aynı adam, o kadar kısa bir zamanın içinde öyle bir dokundu ki duygularıma. duymak istediğim şeyleri söylemeye başladı ya da ben artık onun söylediklerini duymak istiyordum bilmiyorum. ama zaman içinde tek istediğim onun konuşmaya devam etmesi oldu. hiçbir şey yapmadan saatlerce bile dinleyebilirdim onu. öyle güzel bir sesi, öyle güzel tonlamaları vardı ki. zekasına, bilgisine, hayata karşı duruşuna, tavırlarına hayran oldum günbegün. yine kısa bir zaman içerisinde hayatımın büyük bir bölümünü oluşturdu bu adam ve benim de aynı yerde olduğuma inandırdı beni. inanılmaz derecede güveniyordum hem de hiçbir dayanağım yoktu. her konuda konuşuyordum onunla ve o, konuştuğum hiçbir konuda pişman etmedi beni. her birini ilgiyle dinledi, her problemime yardımcı olmaya çalıştı ve bana hep sevecen davrandı. tabi ki her güzel şeyin sonu olduğu gibi bunun da sonu geldi. ciddi anlamda "kezban" diye tabir edilen insanlardan( bu hakaret yalnızca kadınlar için kullanılmamalı) biri haline geldim ve bunu bana yapan ona karşı hissettiklerim oldu. şımardım belki ilgisinden ve de sevgisinden, ufak şeylerden problem çıkarmaya başladım ve sonunda yine kendi kendime yarattığım bir problem yüzünden uzaklaştım ondan. belki ben bitmesini istediğimi söylediğimde - ki bir gram bile istemiyordum- onun beni durdurmasını falan bekledim. ama o, kendisine saygısı olan her insanın yapacağı gibi kabul etti bunu. nedenini sordu, bir şeyler zırvaladım. ne dediğimi bilmiyordum bile, şimdi de hatırlamıyorum zaten. cümleyi kurduğum saniyeden itibaren pişmanlığım yerini korudu. bu bana bir ders vermedi mi? elbette verdi. şuan değer verdiğim insanlara nasıl davranacağımı bildiğim, bana değer veren insanlara da karşılığını verebileceğim bir yerdeyim onun sayesinde. sevdiğim insanları benim egom, kezbanlığım ve çirkinliğimin ulaşamayacağı bir yerde saklıyorum içimde. bu da bir itiraf değil aslında. o kadar bunaldım ki bir süredir, sırf belki biraz rahatlarım diye yazdım. işe yaramadı da diyemem. neyse işte bu da böyle bir anımdır.
içimden gelenleri yazıp yazıp sildiğim başlık. derdime dert kattığım gecelerden biri sevgili sözlük başka nasıl itiraf edeyim.
Bir kaç gündür geceleri bu saatlerde kalkıp uyuyamıyorum ve bu durum ciddi ciddi psikolojimi bozuyor. Niye böyle oluyor sözlük niye.
ceza yemiyeceğimin garantisi olsa , elime tam otomatik bir silah alıp hayatımdaki herkesi mermi manyağı yapıp çevremi, herşeyi sıfırlamak istiyorum.
Başım belada, büyük belada. Ben yaptım. Malım lan mal. Haber de alamıyorum. Elim kolum bağlı resmen, Allah'ım yardım et.
sözlüğü sadece troll lük yapıp beyin mastürbasyonu için kullanıyorum.
Ohh be oh fikrim değişmemiş , sadece bir bocalama olmus çok mutluyum döndüm normale , oh be.
o kadar yorgunum ki.
yani ruhumun tüm yükü böyle bedenime çökmüş gibi.
Saatlerdir sokağımdaki yol çalışmasını hipnotize olmuş gibi izledim. Araya 3 bardak çay ve tost sıkıştırdım. Çalışma bitti.
Şimdi yarın yıkımı gerçekleşecek yerleri araştırıp, erkenden gidip yıkım gerçekleşirken sigaramı yakıp uzaktan izlicem.
Hayatı uçlarda yaşıyorum artik, tam bir çılgınım.
hayatımda ilk kez aşık oldum sözlük!

herkes gibi midemde kelebekler uçumuyor, boş boş sırıtmıyorum çünkü korkuyorum be çok korkuyorum. sanki aşık değil de altüst olmuşum ..
insan aşık olunca tüm şarkılar anlamlı gelmeye başlarmış, bana bütün şarkılar acı veriyor şu an.

karşılık beklemeden sevdim, değerin kralını verdim ama fayda etmedi be sözlük. keşke hiçbir şey demeyip sadece sussaydı, kafamda yarattığım hayali ile kalsaydı. sevilmemek değil de, beslediğin sevginin hiç bir öneminin olmadığını öğrenmek çok koyuyor ..
Hiçbir çifti kıskanmıyorum. inan bana kimsenin sevgisinde gözüm yok.
asıl koyan, her güzel şeyde seninle ilgili hayaller kuruyor olmam.
gerçek olmayacaklar, asıl üzen işte bu.

Hayırlısı buymuş diyemiyorum. Ben hayırsızını istiyorum galiba.
biraz önce mecidiyeköy yönüne giden metroda yorgun yorgun oturmuş vaziyetteydim. yaşıtımda olan, elinde mağaza torbaları olan bi kıza yer verdim. normalde istisnalar hariç kimseye yer vermem açıkça söylemek gerekirse. kıza yer verdiğim gibi bir teşekkür dahi etmeden oturdu ve suratıma bile bakmadan açtı instagramdan sırıta sırıta foto beğendi. ulan edilecek olan basit bir teşekkür be. aile terbiyesi almasan bile nezaketen de olsa et.
bundan sonra bu insanlara silksen yer vermem sözlük.
Hafiften çakır keyifim. Konuşacak kimsem yok. Gerçekten kimse yok ama. Dertleşecek kimse yok. Tek dostum şarkılar ve iç sesim. Yakında bunalıma giricem.
4 yillik beraberligi olan is arkadasima asigim.
en kötüsu de hayatta kahpe sevdim be usta.
güncel Önemli Başlıklar