bugün

suriyeli mültecilerin de insan olduğunun ve bu nedenle birtakım ihtiyaçları olduğunun farkında olmaktır.

evet, onlardan kaçmayalım, onlarla kaynaşalım bence.

birçoğunuz gibi ben de sevmezdim bunları. bizim apartmana da taşındı iki suriyeli aile. bunlardan biri benim iki üst katıma taşındılar. 50 yaşlarında bir kadın ve 70 yaşlarında bir amca. kadın amcanın kızıymış, kocası suriyede kalmış, hatta esed güçleri tarafından tutuklanmış. 4 tane de kızları var. gördüğüm kadarıyla 4'ü de fevkalade güzel. bu suriyelilere yobaz, radikal islamcı falan diyorlar ama bu kızların hepsi açık giyiniyorlardı.

ben sabahları evden çıkarken sürekli suriyeli dede ile karşılaşıyordum apartman girişinde. benim işe gidiş saatimde dede ekmek almaya gidiyordu her sabah. kendisi ile ilk günler selamlaşmıyorduk, sonra bir gün bana "selamınaleyküm" dedi, ben de "aleyküm selam" şeklinde cevap verdim. sonra takip eden günlerde hep selamlaştık, daha sonra ayak üstü muhabbet eder olduk dedeyle...

bir gün akşam saat 21.00 suları, kapıcı benim kapıyı çaldı.
"optimus abi üst katta elektrik arızası varmış, bir bakıversen sevabına."

üst kat dediği bizim suriyeliler.
aldım takım çantasını gittim, sigortalar atmıştı. evin elektrik tesisatı eskiydi, bunlar da hem çamaşıra, hem bulaşığa, hem ütüye yüklenmişler aynı anda. cayır cayır yanmış tesisat tabi. tam 2 saat uğraştım, en sonunda geçici bir şekilde ara kabloyla elektrik verdim. evin büyük kızı esmina az biraz ingilizce ve türkçe biliyordu, ona durumu anlattım. yarın benim şirketin elektrikçisini göndereceğimi söyledim. esmina içten bir şekilde teşekkür etti, "borcumuz nedir" diye sordu, kızdım, "bunu duymamış olayım" dedim. esmina, dedesi ve annesi teşekkürler ederek beni uğurladı. ben merdivenleri inerken esmina'nın dolgun dudaklarını ve sürmeli kapkara gözlerini düşünüyordum...

ertesi gün şirketin elektrikçisini bizzat ben alıp evlerine götürdüm. elektrikçi işini yaparken esmina bize kahve yaptı, kahvelerimizi içerken esmina'nın sürekli bana baktığını farkettim ve ona laf attım. klişe bir şekilde "okuyor musun" falan...
esmina suriyede üniversitede biyoloji okuyordu, ama malum sebeplerden eğitimi yarım kalmıştı. ben o'na burada da üniversiteye devam edebileceğini, hükümetimizin böyle bir hak tanıdığını anlattım. "biliyorum fakat ne yapacağımı bilmiyorum" dedi. ben hemen önümüzdeki perşembe günü boş olduğumu isterse kendisi ile giderek yardımcı olabileceğimi söyledim. bu teklifim hem esmina'nın, hem ailesinin çok hoşuna gitti, severek kabul ettiler. bu arada bizim elektrikçi işi halletmişti. ben yine para ödememelerini sağladım, elektrikçiyi uzaklaştırarak evden çıktım.

akşam eve geldiğimde henüz soyunup üstümü değiştirmiştim ki, kapı çalındı. gelen esmina'nın ufak kardeşiydi, beni akşam yemeğine beklediklerini söyledi ve üst kata çağırdı. ben yorgun olduğumu söyleyip teşekkür ederek geri çevirdim. aradan 10 dakika geçmişti ki, esmina'nın annesi, dedesi ve esmina nevaleyi yüklenmişler, koca bir tepsi ve yemek tencereleri ellerinde kapıda belirdiler. yorgun olduğumu söylediğim için, yemeği bende yemeye gelmişler. neyse ki içeri davet ettim. birlikte yemek yedik. esmina'nın annesi yemek tepsisi ve artanları üst kata çıkarmak için çıktı, esmina da benim mutfağa geçti çay demlemek için, dedesi ise koltuğa oturmuş, ağırlık çökmüş gibi uyuyordu, ben birşey lazım mı değil mi diye mutfağa gttim, mutfak kapısını açmamla esmina ile burun buruna geldik. sonra arkasını döndü ve ocağa doğru hamle yaptı, ben de arkasından eviyenin olduğu bölüme doğru geçerken o'na hafifçe sürttürdüm. uzun bir elbise giymişti esmina, kapkara ve dümdüz saçları neredeyse beline kadar iniyordu, o'na sürttürürken bir yandan da saçlarının kokusunu içime çekerek "mmmm" yaptım. o da sürttürdüğümü farketmiş olacak ki poposunu geriye doğru ittirerek bana daha da yanaştırdı. ben bu hamle sonrası kalçalarına elimi attım. o da hala arkası dönük olmasına rağmen bir eliyle benim diğer elimi tuttu. ben diğer elimi kalçalarından çekerek, göğüslerini okşamaya başladım ve esmina'yı kendime döndürerek öpmeye başladım. oracıkta sahip olmak istiyordum, eteğini yukarı kaldırarak bacaklarını ellemeye ve öpmeye devam ettim, bir kaç dakikalık mini sevişmemiz devam ederken kapı çaldı. annesi gelmişti.

hepberaber çaylarımızı içtik, sonra onlar gittiler. ben yanıyordum. esmina aklımı başımdan almıştı, çıldırıyordum amk...

o gece rüyamda esmina ile seviştim. çılgınca arzuluyordum kızı.
ertesi gün erkenden eve geldim. bekledim kapımı çalan olmadı. ben yukarı çıktım. beni eve buyur ettiler, beraber çay içtik. yarın evde olacağımı esmina ile üniversite işi için ilgileneceğimi söyledim. bir yandan da esmina ile bakışıyor, bakışlarımızla sevişiyorduk.

gece bitmek bilmedi.

sabah erkenden kalkıp duş aldım, traşımı oldum, tam hazırlanmıştım ki kapı çaldı, açtım, esmina tüm güzelliği ile karşımdaydı. o'nu kapıdan içeri doğru çekerek öpmeye başladım. esmina tüm güzelliği ile kollarımın arasında inliyor o da beni öpüyordu. "çıkalım mı" dedim, "çıkalım" dedi. apartmandan çıkarak arabaya bindik. sitenin otoparkından çıktıktan sonra esmina'nın elini tuttum. "nereye gidelim yavrum" diye sordum, "sen nereye istersen" dedi. önce kaymakamlığa uğrayarak esmina'nın üniversite işi ile ilgili dilekçe yazdık ve yetkili birime sunduk. işimiz sona ermişti, tekrar arabaya bindik, bindik ama kimseyi umursamadan öpüşüyorduk bir yandan da. arabayı çalıştırdım ve bizim şirkete gittim, şirketten hilmi'yi arayarak evin anahtarını getirmesini söyledim, 5 dakika sonra şirketin otoparkına getirmişti hilmi anahtarı. vakit kaybetmeden hilmilere gittik.

kapının kilidini açarken bile beni elliyor, tahrik ediyordu esmina, kapıyı açıp içeri daldık ve kapıyı kapatmamızla birlikte sevişmeye başladık...yatak odasına dahi geçemeden salonda birlikte olduk, sonra yatak odasında, sonra banyoda, sonra tekrar yatak odasında. esmina'nın tüm güzelliği hilmi'nin yatak odasında ve benim altımda inliyordu, tarifi güç bir güzelliği vardı, dediğim gibi simsiyah düz ve uzun saçlar, kapkara gözler, dolgun dudak ve göğüsler, taş gibi kalçalar... 5-6 defa birlikte olduk o gün esmina'yla. evden çıkarken hala öpüşüyorduk...

o gün bitmesin istiyorduk ikimizde, ama mesai saati bitmişti, ailesinin güvenini kaybetmemem lazımdı ki esmina ile yeniden birlikte olabileyim...

eve geldik ve ailesine durumu anlattık. "yarın yeniden gitmemiz gerektiği"ni söyledik. onlar da çok sevindiler. ben tabi akşamdan gerekli ayarlamaları yaptım ve hilmi'nin eve bu sefer sabahın köründe gittik. muhteşem bir gün daha. daha sonraki günler de haftada iki kez esmina'nın üniversite işi için(!) yine gittik...

iki buçuk ay geçti, esmina'nın dilekçesine hala bir yanıt gelmedi. biz haftanın iki günü hala kaymakam hilmi'ye gidiyoruz. şu hükümet çok yavaş çalışıyor canım. nerede bu devlet?

not: geçen gün esmina, "hamileyim galiba" dedi. günü geçmişti. çok korktum. ama neyse ki sorun kendiliğinden halloldu. şu an suriyeli komşularımla çok mutluyum, lakin esmina'nın bir ufağı melakke de çok tatlı ve galiba bana ilgisi var. neyse esmina'nın işini halledelim, o'nu da yerleştiririz bir okula herhalde.
(bkz: yav he he)
görsel
insani ihtiyaçlarının olduğunu bilmektir.
evine gelen misafiri sikmektir.
Öyle bir sikmek ki... Her zerresini sikmek.
Klavyesini bir elle kullanan, sarışın pornosu izlemekten bıkmış ergenin masabaşı hayalidir.