bugün

ömrü hayatımda gördüğüm en kötü yazar stevemcqueen le ömrü hayatımda gördüğüm en sinir bozucu herif okan bayülgen in arasındaki benzerliklerdir.

yani ikisi de sinir bozucudur. bitti.

(bkz: mustafa nerdesin)
ikisi de ayar vermek için olağanüstü çaba sarfetmektedir, ayar delisi de denebilir, yanlız steve bu kutsal misyonu başarıyla tamamlarken, okan bayülgen olarak tanınan televizyon magandası bu işi yüzüne gözüne bulaştırarak, kabalığını terbiyesizlik hamuruyla da yoğurarak, * hem karşısındaki bayanı rencide etmiş, hem de televizyon başındaki insanları ok gibi germiştir...
sinir bozucu olmaları bir yana, iyicene etraflıca düşününce stevemcqueen daha çok hakkı devrimle bir benzerlik göstermekte. e hallice türkçeyi iyi kullanımları ve söyledikleri cümleleri oturtmaları buna birer örnek olabilerde olamayadabilirde evet.. evet. ayrıca sıtiv çok güzel "sajkldgakjlsfg" der. hastayım türkçeyi örnek bir şekilde kullanıp araya güzelim küfürleri eklemesine. evet. aegklahdg hatta.

(bkz: kufretmenin duz yaziya kazandirdigi katki)
biri sözlükte, diğeri makina'da küfür etmemek için kastıkça kasar. ama içlerinde dünyanın en küfürbaz midelerini barındırır..
insan atmadan duramıyor haliyle ki bu da, şu müslüman türk evladının düşüncesini sözlük veritabanına çapraz koyuşudur:

stevemcqueen okan bayulgen benzerligi, bir nevi ekşi elma ile kivi benzerliğidir. tek ortak yönleri ekşimsi tadlarıdır. hani mayhoşlukları da yabana atılır değildir.

okan bayülgen, türk devlet tiyatrolarında yönetmenlik yapmış en genç insandır. doğrularına katılmamak elde değildir lakin sistemin kremasının göbeğine yerleşik bir hal ve tavırla sistemi eleştirmektedir ki bana göre yanlış olan da budur. zeki ve akıllı biridir. kişisel sempatisini de, kendine duyulan şahsi nefreti de yaratabilmiş ilginç biridir.

stevemcqueen ise "duyguyu kaleme dökme" sözkonusu olduğunda tüm sözlük alemlerinde tek geçilecek kalem erbabı bir insandır. ben kendisini ekşi sözlük kırlarında kardeşiyle ilgili neşeli ve candan yazılarından tanıyıp sevdim ki o içten anılar aslında hepimizin yaşadıklarıdır. gözler önüne serdiği kişisel çocukluk hayatı, gerçekte ekmek üstü salça günlerimizdir; abi kızla buluşcam - senin yeni x'ini giyebilir miyimdir; ilk aşkımızdır, ilk gençlik günlerimizdir. o içinden gülüp oynayarak geçtiğimiz ilk hayatımızdır.
okuyup okuyup çocukluğumuza, o unutulmaz günlerimize dönmek, dönüp de çok sevmektir.

nihayetinde okan bayülgen sahne ışıklarının altındaki profesyoneldir; stevemcqueen ise çocukluğumuzdaki pamuk helvaya özlem katandır, külaha dondurma koyan amcaya selam gönderendir.

şen olasın halep şehri.
her ikisi de zeki ve itici adamlardır.