bugün

hayatımın son anlarının anlamıdır. onlar benim herşeyimdir. aşklarımın gizli öznesidr... lakin şuna bir bakın;

"üşüdüm. uyandım. ellerim titriyordu. içerisi buz gibiydi. kış güneşi yeni doğmaya başlamıştı. sabah olmuştu. soğuk duvarlara manidar baktım.. duvarlarda bana manidar baktı. zaten duvarlar her daim manidar ve üzgün bakardı. duygulandım. ağladım. ben ağlayınca onlarda ağladı. gözlerimnden yaş yerine kan geldi. gözyaşlarımın kanını içtiler. yarı uyuşmuş bacaklarım üzerinde ayağa kalktım. onları her zamanki gibi yumrukladım. yumruklarıma karşılık vermediler. sustular. sonra elim kanadı. duvar kanımı paylaştı her daim acımı paylaştığı gibi. izi çıktı yumruğumun duvara. daha sonra kafamı onlara yasladım. baktım duvar saçlarımı sıvazlıyor.kendimi soğukta üşümüş aç ve sefil bir kedi yavrusu yalnızlığında hissetim o an zaten hep yalnızdım.

annemi hatırladım. ağladım. hıçkırdım. duvarda bana eşlik etti.birlikte çaresizce ağlaştık. ikimizde çok yalnızdık.

pencereden içeriye sabahın ilk altın sarısı ışıkları giriyordu. ama çok azı giriyordu ışığın odama.zira pencere çok yüksekti. ve tek pencere vardı odamda. oda denemezdi ama odaydı işte.gözyaşlarımı sildim eskimiş yırtık montumun koluyla.

üşümüştüm. öksürmeye başladım. zatürre olduğum söylenmişti. daha sonra akciğer kanserine dönüşmüştü. 2 ay ömrüm kalmıştı. benim için hiçbir anlamı yoktu yalnız bu üç ayın.. çünkü..evet çünkü..neyse... usulca ve kalbim acıyarak soğuk betona oturdum. akrşı duvara baktım.. her zamnki yazıyı okudum duvardaki; benden önceki kişi duvara şunu yazmıştı; "ben yapmadım! ben masumum!" zira ben de öyleydim. yaşamak ne garip şeydi. hayat ne garipti.insanlar ne kadar da garipti..düşünmeye başladım...

bu, bu odada son günümdü belki de son saatlerim. kim bilebilirdi. sadece allah(cc) bilebilirdi.sadece allah kurtarabilirdi..üzüldüm..umutsuzluğa kapıldım herzamanki gibi.. o'nu bir daha göremeycek oluşum herşeyden çok koyuyordu bana..ve en sonunda olacaklar başladı; olmaya.. ayak sesleri duydum önce en korkutucu olanından. ürkek ve usulca kapıya baktım. gardiyan kapıda belirdi..titrek ve hüzünlü sesiyle; "hadi arkadaşım zaman geldi.. idamlıklarını getirdim.. giy. bekliyorum" dedi. giydim o beyaz kefenlerimi. jandarma ve gardiyan eşliğinde hücremden çıktım. altı ay kaldığım soğuk duvarlardan başka dert ortağım sırdaşım olmayan o hücremden.. giderken arkamdan hazin baktı. zaten hep hazin bakardı. beni bırakıp da nereye gidiyorsun diyordu o.. yani soğuk duvarlar.evet bir daha göremeycek olduğum o; soğuk duvarların ta kendisiydi. dert ortağım sırdaşım.. belki de annem babam.. belkide hayatımın son anlarının anlamıydı..gözlerim buğulu buğulu son kez baktım.. ve yürüdüm. ayaklarımdaki soğuk zincirler sürükleniyordu. soğuktan çorapsız ve yalın olan ayaklarım morarmıştı.saçım sakalım uzamıştı.hiç siyah saçım kalmamıştı.oysa ki altı ay öncesinde hiç beyaz saçım yoktu.soğuk duvarlar..yürüdüm.. normal zamanda hiç bitmeyen uzun ve soğuk koridorları ne çabuk geçmiştik. ve idam sehpasına çıktım. son arzumu sodular. massumca baktım.. son sözümü söylememi istediler; "ben yapmadım" dedim tüm suçsuz idam edilenler gibi.umarsızca baktılar. ilmiği boğazıma geçirdim. soğuktan morarmış ayaklarımın altındaki iskemleyi tek hamlede kenara ittirdim. vücudum boşluğa düştü.adeta bir fidan gibi sallandım boşlukta ama cesurca.. yüksekçe olan pencereme doğru baktım.. soğuk duvarların bana baktığını görür gibi oldum bir an. tüm yaşamım; hatalarım, günahlarım, iyilikerim,kötülüklerim, kinlerim, öfkelerim, mutluluklarım, sevinçlerim, üzüntülerim, aşklarım..aşklarım..aşklarım; gözlerim doldu..ölmek böyle birşey galiba diye düşündüm o kısacık anda..zaten hayatımın hiçbir saniyesini düşünmeden geçirmemiştim ki.. uçuyordum günahsız bir şehit gibi bu alemden.. binbir dalavere, yalan dolan, hayal kırıklıkları, boş umutlardan, kederlerden, kırık ve her daim hüzünlü kalbimin ara sıra teklemesinden kurtuluyordum..ve sanırım ölmüştüm..."*

+yaaa işte böyle zebani kardeşler..ordan sonrasını hatırlamıyorum..
-bu kadar duygu sömürüsü yeter lan! hadi gel bakalım bizimle...
+lannn! ben şimdi bu hikayeyi boşuna mı uydurdum..bari edebiyatçıların yanına verseydiniz..orhan pamuk falan..*

dombiliye edit: inadına orhan pamuk!