bugün

Gül köpüklü körfezden
geçerken Argos gemileri
bu sulara dökülmüş
Orpheus'un türküleri

Gece uykuya dalar
gün boyu hırçın dalgalar
koynunda besler mor uğultuyu
göğsünde fırtınalar kopan
bir kadın gibi

Ünlesem sesim duyulur
denizin koynundaki
yeşil adalardan
çam kokulu ormanı
bir o yana bir bu yana
taşır martılar

Elim yüzüm tuz içinde
harcını kararım şiirin
çiçekli bayırlarda
ustalar önüme çıkar
öyküsünü dinlerim
'Sarıkız Mermerleri'nin

Kartalkaya Tepesi'nden
Kız Pınarı'ndan
savrulur karlarla
Homer'in söylenceleri
aşkını çoğaltır
zeytin işçilerinin

Söylenceler anası
dağın türküleri
körfeze dökülürken
yıldızlı akşamlarda
dalıp gider gözlerim
zeytin ormanlarına

Yalçın bir terastan
gülümser ince bir aşkla
çobanların atası Paris,
dudaklarında zeytin dalı
avuçlarında kırmızı elma
dayamış sırtını koca çınara
arzularını tutuşturuyor
damarlarında bir marşandiz

Aşk delisi Afrodit
Artemis ve Athena
görücüye çıkıyorlar
tenlerinden dökülen
dağın ışıklarıyla
bu üç güzelden biri
belki de annesidir
Türkmen güzellerinin

Düden Yaylası'nda
Kaz Avlusu'nda
Hektor'u aranıyor
savururken öfke okunu
Akhillius'un gözleri,
güvercin gibi çarpıyor
Zeus'un Altarı'ında
Helena'nın yüreği

Tanrıların otağı
Gargara Tepesi'nde
zamanla söyleşir
bir dizi gömüt
kimi kahramandır
umarsız aşık kimi
bol pınarlı kaynaktan
akar yüreğimize
çoğalır öyküleri

Tanrıdan eski
zamana akran
masalla gerçeği
seviştiği yerde
Sutüven'de
yundum arındım
gül topladım toprağından
tanığımsın dağ yeli

Eros'un aşk arabasından
dağın rahmine düşen tohum
türküsüyle beslenir
yer altı sularının
dört mevsim çiçek açar
şiir terler yaprakları
tanığıyım bu anların

Elim yüzüm tuz içinde
harcını kararım şiirin
güneşli bayırlarda
ustalar önüme çıkar
aşkını öğrenirim
zamanın ve tarihin. * *