bugün

iç karartıcı mevsimlerin ağa babası olan sonbaharın verdiği koltuğa yapışmaya, monitörün 15 santim aşağısından bakmaya neden olan histir.

sabahtan beri o sayfa senin bu benim hem de pornmuş süper diye gezmeme rağmen bastırılmış havanın teneffüsünü bile zor yapıyorum lan. sanki böle burun deliklerimden çekeceğim oksijen için harç alacaklar benden üstüne vesika, vergi, özel nefes tüketim vergisi vs. herşey olabilir. mümkünse en az miktarda hareketle fazla enerji tasarrufu sağlamak. lan gecelere de bişiler kalsın dicem bi de ramazan ayındayız, alemler kapalı, iyice karamsar bulutlu bir zihin hakim heryere.

hülasa koltukla bütünleşip kararmış havaya bakmanın verdiği iç sızısı. nerde kaldı lan cakkıdı cakkıdı eşliğinde patates kızartması yiyerek denizi seyrettiğim günler..

uyuşuk edit: sıkıntıdan yediğim gözlüğümün sapı kırıldı lan. şimdi git yeni gözlük al. siktir lan sonbahar.
insanın canı birşey yapmak istemez*. sabahtan beri sözlüğe bakıyorum ama sözlük de bana bakıyor. önümde 4 tane fındık tanesi var ama oruçluyum. derse girsem uyucam, yurda gidip uyumaya çalışsam uyuyamıcam. komik entryleri okuyorum onlar da fayda etmiyor. çalan şarkıları bile değiştirmeye üşeniyorum. bir koyvermişlik gidiyor. dışarısı güneşli. çıkıp gezeyim diyorum onu da istemiyorum angarya geliyor. ne istiyorum onu da bilmiyorum. sanırım sonbaharın bir getirisi bu bana
kışın vereceğinden azdır.