bugün

Feci aksiyonlu olan eylemdir.
Kızın tekiyle göz göze gelirsiniz, hafif bir tebessüm atılır. Ve artık geri dönüşü yoktur.
Kız nereye giderse, sizde arkasından yürürsünüz.
kızın arkasından giderken attila ilhan'ın "şahane serseri" şiirinden yüksek sesle şu dizeler mırıldanılır:

yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir
ekmeğin ve şarabın peşinden
turnaların peşinden
şahsımın da zamanında yapmış olduğu tabiri caiz ise hafif sapıklık ya da büyük abazanlık eylemi.

efendim, ben 40 yaşında, hâlâ evlenememiş bir adamdım. yıl 2010. 40 yaşıma girmiştim o dönem. ve üzülüyordum, neden evlenemiyorum diye. o dönem sinoptayım. kendim aslen trablusgarplıyım ama giresunda ikâmet ediyorum. laz'ım yani uşaum daa.. neyse. ablam nuriye bana dedi ki, bak ismail, buralarda bir kız bulamazsın. ankaraya git. oranın en işlek caddesi olan tunalı hilmi caddesine git dedi. orası ankaranın neresinde dedim. çankaya, kavaklıdereye git ordan tahrip ederler dedi. tarif ederler diyecektin sanırsam dedim. yok oranın gençleri delikanlıdır. ben buraya abazanlık için geldim deyince seni dövecekler, muhtemelen burnunu kıracaklar sonra gönderecekler dedi. ben de bi burundan da bişey olmaz zaten 18cmlik burun diye düşündüm ve gittim.
uçakla gittim ve 49 dakkada vardım. 248 km gittik. arabayla gidince 347 km oluyormuş. bu sebepten uçağa binerken aşağıda arabayla giden insanlara bakıp fakirler diye gülümsüyordum. hatta en son bi "fakirleer!" diye bağırdım. uçağa bindik daha yola çıkmamışız ama. önde özel bi yere oturmak istedim. bi hostes geldi. ama erkek böyle sakallı falan. varoş burası business class. özel yolcular için dedi. ben de bu şekilde yolculuk yapacağım zaten dedim. haa bunu baştan söylesenize padişah hazretleri dedi. çalgılar, seksi hostes kadınlar falan geldiler. arkadakiler ağlıyordu. kadınlar çocuklar falan. anne sana söz bigün seni de oraya bindireceğimler falan fistan. tabi ben de ağla velet nah bindirirsin deyip gülüyordum. muhteşem bir deneyimdi. detaya girmeyeceğim business class hizmetini detayıyla anlatmak yasak çünkü giden görür(yani fakirseniz bilemezsinizin kibarcası).

çankayaya vardıktan sonra ordan 22 dakkaya kavaklıdereye ulaştım. iki genç geçiyordu. "selamın aleyküm" dedim. bu arada eğer yolunuz oraya düşerse kesinlikle "selamun aleyküm" demeyin. orda "mun" değil "mın" deyin. "mun" derseniz dinlene dinlene dövüyorlar, "mın" derseniz hafif dokunuşlar yapıyorlar. işte tunalı hilmi caddesi nerde ben abazanım dedim. dövdükten sonra abanoz sedef noktalı 7 adet saz burgu seti verdiler. çankayaya business classla gelen abazanlara abanoz sedef noktalı 7 adet saz burgu seti veriyorlarmış. üstelik 159,99 tl değil sadece 129,90-a verdiler. 30 tl kâr ettim. 159,99 tl olsa alırdım da gerçi 160,00 olsa kesinlikle alamazdım bu yükü kaldıramazdım. neyse çeyizlerim de hazırdı. gerçi erkeğim de yani kıza çeyizler benlik falan derdim.
neyse böyle caddede yürüyorum, caddede de bu arada fena bi rüzgar vardı. benim de aklımda aşk var tabi. aradılar, karadenize gönderdiğim gemilerimin battığını öğrenince hepten yıkıldım. tam dönecekken bi hatun böyle, seksi bi hatun, boyu 165 falan ama milf böyle..... çift kaşarlı tost işte. öyle bi hatun bana gülümseyince, ben onu takip etmeye başladım. 1 saat, 2 saat derken takip ediyorum. sonra arabaya atlayıp gitti. ben de arabaya bindim gittim. evine geldi. böyle bina. binaya girdi tam merdivenlerden çıkacaktı ki "dur!" dedim. "ahahah.... tahmin ettiğim gibi, abazansın.." dedi. "nerden anladın?" dedim. "beni görünce uyuyan devin uyanmış" dedi.. "hayır, açıklayabilirim...." dedim. "evlenmeye bir koca arıyordum, o yüzden sokaktan geçen her erkeğe gülümsüyordum, ama anladım ki sen de herkes gibisin...." dedi. ve çekti gitti bitti tabi, her şey olacağına vardı gibi, bir tek sen, bir tek ben, derken biz kime sorduk ki? ölmek var, dönmek yok.....verilen kaç sözü tuttuk ki? caddelerde rüzgaar....

ve 1 ocakta 52 yaşıma girdim. o kız beni terk ettikten sonra bidaha hiç kimseyi sevmedim....