bugün

sisteme yenik düşmektir ve onu kabullenmektir. acıttığını bile bile onunla yaşamaya alışmaktır da bir yerde.
(bkz: matrix)
önce evlenme ve ev araba alma, sonra da emeklilik hayalleri kurmaktır.
sistem boyun eğmeyi gerektirir. bizlere çizilen sınırlılıklar içerisinde, çerçevelenmiş bir hayat yaşamak zorunda bırakıldık. ebediyen alt kümelerde tıkışıp kalmaya mecbur kılındık.
sistemin kendisine kafa tutmak sonsuza doğru giden bir süreklilik gerektirdiği için kendisine boyun eğmek bir zorunlulukmuş gibi gözükür. sadece arada bir isyan edip ona karşı çıkarsın ama çarkları çevirmek için yine dişlilere döneriz. benim çarkları çevirmekte bir sıkıntım yok, yeter ki istediğim her şeye bir şekilde ulaşabilme olasılığım olsun. bu olasılık çok önemli çünkü bir tanesi bile mutlak şekilde engellendiği an işte o zaman sistemi yıkmak için büyük çaba sarfederim, bu kaotik bir durum yaratacak olsa bile. aksi taktirde sistemle bir sorunum olmaz. nasıl olsa bir gün her şey gibi o da dağılacak. insanoğlu olarak sürekli en doğruyu bulmaya çalışıp kendimizce bir düzen yaratıyoruz ancak evrenin kurallarına kimse karşı çıkamaz.