bugün

"daha fazla içmesem iyi olacak"

beni biraz tanıdığının göstergesiydi bu, karşımda dik, diri ve uyanık kalmak istiyor. uzun vadede bana sahip olabilmenin yollarını çözümlemiş o ufak dünyasında ve 3 kuruşluk zevklerden ödün vererek gözüme girebileceğini zannediyoor.

"sorun olmaz, sarhoşluk kutsal anlar yaşamaktır"

"o zaman biraz müzik iyi olur. ne dersin?"

olumlu cevap vermemi istediği her halinden belli, bu tip kadınların basit ve zararsız isteklerini asla geri çevirmeyeceksin. örneğin, "ışığı kapatsak mı?" gerek yok aslında ama istiyor, evet diyeceksin, problemli kadınlar onay bekler.

"olur tabii, hemen açayım."

"dur ben telefondan açayım." dedi.

ortama hakim olmaya çalışıyor, benim evimde kendi feodal dünyasını kurmaya çalışıyor, oturma odamda... itiraz etmedim, müsade ettim. boktan bir şarkı açtı, elinde şarap kadehi, erotik hareketlerle dans ediyor karşımda fakat çok irrite, basite indirgediğim kadınların etkisi bu oluyor dönem dönem, etkilenmiyorum...

bir anda bilgisayardan giresun karşılaması açtım, son ses... aniden kaltık, karşılama oynamaya başladım, kadın 10 saniye donakaldı, donuk bakışlarla gözlerime baktı, ağzı yarım açık...

bir yandan karşılama oynuyorum bir yandan ağzına sert tokatlar atıyorum kadını. kekelemeye başladı,

"se.. se... sen napıyorsun?" demesiyle beraber benle beraber karşılama oynmaya başladı deli gibi,

"lütfen dur lütfen lütfen" diye bağırmaya başladı, şaşırmıştım. "n'oluyor amına koyim, ben değil miydim deli?" diye sordum kendi kendime, şaşkınım ama oynuyorum. suratımda o şaşkın ifadeyle kendimi ayna karşısında merak edip incelemiştim o günden sonra, betimlemek imkansız.

kadın karşımda karşılama oynuyor bir yandan da bana durmam için yalvarıyordu, anlamıştım,

tiki vardı...

bu şahane bir deneyim olacaktı, şiddet içermeyen, tamamen psikolojik bir tedavi, bağlılık testi...

kadının gözleri seyirmeye başladı, ben onun etrafında dönerek karşılama oynamaya devam ediyordum, o da kendi etrafında dönerek hem dans ediyor hem bana yalvarıyordu durmam için. bense kahkahalarla etrafında dönüyor ve her turda suratına bir tokat atıyordum.

yavaşlamaya başladım, yorulmuştum.

"nolursun dur, ne istersen yap bana ama bunu yapma yalvarırım."

"i can's stoooooooooop" diye bağırarak tekrar hızlanmaya başladım, kadının burnundan kanlar akmaya başladı, gözlerinden akan yaşlar burnundan akan kanlarla kadının ağzında buluşuyor, her hıçkırığında etrafa konfeti gibi saçılıyordu. harika bir ortam vardı, hayatımın en farklı tecrübelerinden birini yaşıyordum.

10 dakika boyunca karşılama oynadım kadının karşısında. sonunda yorulup duruldum, etraf ve kadının üzeri kan revan içindeydi. yere yığıldı bir anda, kulaklarından da birer damla kan geldi.

"bana ne yaptın? bana ne yaptın? bana ne yaptın?" diye sayıklamaya başladı. birer tokat attım her iki yanağına,

"kaltakk, kaltakkkkkk. benim sanatıma saygın yok mu hiç seninn??" diyerek.

bir anda bana dik bir bakış attı, "bi dakka yaaa" dedi. ayağa kalktı, burnundan gelen kanlar durmuştu, gözlerindeki yaşlar kesilmişti.

"müziği aç" dedi.

"ne?" dedim.

"aç lan müziği orospu çocuğu!" diye bağırdı, etkilendim, korktum ve açtım.

"oyna!! karşılama oyna! az önceki gibi!"

emir veriyordu bana, zevkten ölmek üzereydim, bu kadın benim hayatımın başkaldırısının resmiydi...

hemen oynamaya başladım gülümseyerek, fakat o... o, hiç hareketsiz ufak, pis bir sırıtmayla beni izliyordu. iki kolunu yana açtı ve kafasını tavana kaldırarak,

"kurtulduuuuuuuuuuuuuuuuuuuum" diye haykırdı. ben ne olduğunu anlamamış hala karşılama oynamaya devam ediyordum. bir anda boynuma sarıldı, kan ve gözyaşı kokusu iştahımı kabartmıştı.

"binlerce kez teşekkür ederim sana, çok teşekkürler... ne istersen iste bendenn, neee..." diye sevinç gözyaşlarıyla kurumuş kanları nemlendiriyordu yüzündeki...

"suratını yalamak istiyorum."

"saatlerce seninim..."