bugün

1999 yılında memleket deryalarında fiber optik kablolar daha tuz suyuyla iç içe olmamışken öz Türkçeye uyarlanan haliyle örütbağ -internet- ülkemizde asosyal damgası yemiş 12 Eylül 1980 sonrası kuşağa yeni bir başlık daha açıyordu...

Sözlük...

Birbirinin yüzünü çoğunlukla görmeyen genci, orta yaşlısı hatta daha ileri yaş grubuna mensup binlerce kişi, arabesk ortadoğuculuk betimlemesi babında kız-erkek ayrımı yapmadan; fikirlerini, görüşlerini, kızdığı herhangi bir olayı ya da akla gelebilecek tüm akademik başlıkları bu sözlük ortamında yazıp,çiziyordu... Sizleri bilmem ama bu durumda aklıma gelen ilk örnek Antik Yunan' ın pazar yeri toplantı konuşmaları olmuştur hep. Orada da toplumun sorunları veya konuşulmak istenen herhangi bir konu için toplanılır ve konuşulurmuş, örgürce ve demokratik çevrede. Hatırlatmak istiyorum ki Aristotales, Platon, Sokrates ve daha niceleri bu anlayışın ürünüdür. işte o antik Yunan daha sonra Pasteur ya da Macellan' a da kaynak olabilmekte ve bugünün ileri dünya ülkeri olarak adlandırabileceğimiz birçok Avrupa ülkesinin kültürel varlığının da temeli sayılıyorsa bu bağlamda özgürlük ve demokrasi kaygısı gütmenin gelişimdeki katkısını incelemek gerekmektedir. Ve tabi ki bunun gelişimini ve sonuçlarını dönemin şartları altında yani tarih ve toplumbilim metodolojisi ile değerlendirip bugüne uyarlayarak yapmalıyız yoksa; durum bugün yaşadığımız gibi ağzımıza yüzümüze bulaştırdığımız bir sosyo- politik tutarsızlık ya da ekonomik istikrarsızlık olarak karşımıza çıkacaktır.

Bu bağlamda sözlük bizim gibi iletişim süreci kısırlaştırılmış Türkiye okur-yazarlarının, sosyal kurumları birbirinden kopuk hatta her fırsatta birbirinin altını kazmakta olan haline ve Osmanlı devletinin savaş yürüyüşü benzeri ''iki ileri bir geri'' gelişim sürecine sahip olmaktan kurtulamayacak ve genç cumhuriyetine çok az da olsa katkı sağlayamadan sözde modernist gelişimini tamamlayıp siber iletişim teknolojisini de es geçecektir...

(bkz: makale tadında giriş yazısı yazmak)
laz pacino'ya ithafen...

''Söylesem tesiri yok
sussam gönül razı değil'' diyerek başlıyorum sözlerime zaten bu bir çoğumuzun da bu amaçla burada olduğuna inanıyorum, bununla birlikte son bir ayda önceki sözlük deneyimlerinde de olduğu gibi anti demokratikleşen sözlük, kamplaşan, cümlelerini küfürle kurmaya başlayan bunu yaptığında matah bir halta dahil olduğunu sanan kişiler ve onların yandaşlarıyla doldu... hatırlıyorumda 2002 senesinde hepimizin bildiği sözlükler atası sözlükte ata demirel hakkında beyaz'ın programında ki hareketinden (vercen mi demişti telefonla bağlanan birine, hatırlayanlar vardır) dolayı terbiyesiz sözünü yazmış ve uçurulmuştum ama ata'ya hiç bir şey olmamıştı oysa bu ata'nın terbiyesizliğini örtmez sanırım... sonra ki deneyimimde de çok büyük siyasi tartışmalara girdiğim bir başka sözlükte yönetimin saygısızlığına maruz kalmış ve ayrılmıştım... benim ayrılmam oraya kaybettirmedi ama yorgundemokrat'ın ayrılması çok şeyler ifade etmiş olmalı onlara...

bugün burada ise ne ekşi de ne private' de ne de uludağ da bir şeylerin değişmediğini görüyorum. her şey günlük anlık tartışmalar bağlamında ezik, silik ve bilgiden yoksun... ilk yazdığım arkadaşı ise sadece binlerle ölçülen yazılarına saygı anlamında yazdım, tanımıyorum bile... ama arkasından ve kendi isteğimle uludağ yolculuğuma son veriyorum.
kız isterken kızın babasının kulağına iyi gelebilecek bir meslek adına benzer siber iletişim sözlük yazarlığı. insanda karizma yaratır.

-oğlumuz ne iş yapıyor
-siber iletişim sözlük yazarıyım efendim.
-verdim gitti...

gibilerinden.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar