bugün

sevgilinizle bir sürü güzel anılarınız olur, gezersiniz tozarsınız, birlikte güler birlikte ağlarsınız, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez, karşılıklı bir çok şey paylaşırsınız bu güzel anılarda. artık sevgilinin ayrılma vakti gelmiştir, o binlerce kilometre uzakta olan bir ülkeye gitmek zorundadır. vakit kum saati gibi akar son günlerinde, gitmesine engel olamassınız mecbur gitcektir.

malesef artık telefondan konuşmak zorunda kalırsınız, bedeni karşınızdayken artık sesine muhtaçsınızdır. artık sevgili gönüle girmiştir ve çıkmak bilmez. aradan bayağı zaman geçmiştir ara sıra tartışmalar yaşanmıştır gereksiz ve manasız tartışmalar... bu tartışmalar karşısında üzülürsünüz. arıyım da onu gönlünü alıyım dersiniz. ararsınız ve telefonun ucundan onun güzel sesini duyarsınız başlarsınız derin konuşmalara. artık dayanamıyorum dersiniz senle küs kalmaya. o da sadece telefondan olmuyo , aramızda ki mesafe çok uzak der. sizde aramızda mesafe olabilir ama sen artık gönlüme girdin dersiniz ama o öyle düşünmez. gözden ırak olduğunuz için gönülden de ırak olmuşsunuzdur sevgilinin gözünde ve size o acımasız sözü söyler: artık arkadaş kalalım. o bu sözleri söyleyince yıkılırsınız, nasıl bu kadar kolay olabilir? dersiniz ama yapcak bişey yoktur artık bu sefer gerçekten gitmiştir.

tabii ki onun isteğini reddedersiniz, arkadaş kalmak istemessiniz. o kadar güzel anılar geçirmişsinizdir ve o arkadaş kalalım der. bu sözler aklınıza geldikçe tükenirsiniz, ara sıra uykularınız kaçar. o güzel anılardan sonra nasıl bu kadar kolay bitirebilir? artık onla bırakın sevgili kalmayı artık arkadaş bile değilsinizdir.

kendisi terk etmiştir artık ve eğer geri gelmesse zaten sizin olmamıştır hiç bir zaman...