bugün

'aşkım yarın buluşalım mı' diye bir soru yöneltti, 13 şubat akşamı, dört yıldır çıktığım, güler yüzlü kız arkadaşım lakin ben isteksizdim buluşmaya, sevmezdim sevgililer gününü...

-tatlım boşver buluşmayalım yaa nereye gitsek kalabalık olacak.
-ama tatlım....
-benim için bir şey ifade etmediğini biliyorsun, boşver bir gün sonra buluşuruz yine olmaz mı?
-peki.

beraber beş sevgililer günü geçirmemize karşın sadece ikisinde buluşmuştuk zira bana göre sıradan bir gündü sevgililer günü...

***

duvarımda senelerdir duran tabloyu kaldırdı biri ve duvarda bıraktığın izin açığa çıktı, bügün ise daha derinden hissettim renksizliğimi, aşık olduğum resim nerelere gittin ki?

ne berbat bir şeymiş şu allahın cezası gün, sevgilisi olunca mutlu etmiyormuş insanı lakin olmayınca üzüyormuş, bügün 'kötünün kötüsüydü' 365 günün en kötüsü zira kimse aramadı beni, gerçi sen de aramazdın di mi? mesaj atardın, bak hakkını yemeyeyim sabah baktığımda bir mesaj vardı, evet doğru tahmin aveadandı, ee malum aveanın benden çıkarı vardı.

beni niye o kadar sevdin ki sanki, fazla dozda sevgi... hiç titremeyen telefonum karşısında bağımlısı olduğu şeyi ararken titreyen vücut gibi titredim bügün, sevgi koması... hüzün denizinde gark etti beni şu çalmayan telefon, ilk defa bir şeyler hissettirdi, bir şeyler ifade etti bana bu kahrolası sevgililer günü.
o telefon çalmıyorsa yalnızlığımızın bize ne kadar acı verdiğini biliyor olmamız gerekiyor. yalnız yaşam ve sevgilisiz bir yaşam olmasın.
çalmasını beklemeyenler için oldukça sıradan bir hadise.
(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
sevgililer gününde hiç çalmayan telefondur. evet bu telefonun sahibi benim hiç çalmadı ulen. annem bile aramadı.
şarjı bitmiş telefondur.
işte o benim telefonum dur arkadaşlar malesef.
sevgilisi olmayanin telefonudur. benim telefonumdur. hiç sevgililer gunune denk gelmemistir.