bugün

bu tamamen mecazi bir durumdan ibarettir. şöyle ki; bu muhteşem, devasa güzellikleri ve sır gibi evreni yaratan yüce Allah ın suretini; o küçücük elleri, masum bakışları, şu az önce saydığım evrenin sırrından daha bir sır dolu bedeni, ölünesi gülüşü, ay gibi parlak yüzüne benzetmektir..
"kimi benden çok seversen, onu senden alırım."

allah cc.
"allah cc ın suretini ne ara gördün ki, helalin olmayan karşı cinsin haram uzuvlarında o tecelliyi göreceksin"

Evliyaullah ın bir kısmının keşfi açık olabilir. Kimse allah ın cc asıl suretini göremez ama göstermek istediği ismi şeriflerinden biri ile tecelli edebilir belki. Gören gözler allah cc dilerse görebilir ama sevgilide görebileceğin tek tecelli el kahhar ismi şerifidir. Sen allah ın cc sınırlarına uyma, yasaklarından kaçma, üstelik bir günah esnasında tövbe estağfurullah...

Ama olmaz mı mevla teala rahmandır. Kulunun ezelde tövbe edeceğini bilir de kurtuluşunu bir haram üzerinden nasib eder. Bişri hafi hazretlerine velilik verildiğinde sarhoştu. Ama dikkat edin, bir daha asla sarhoş olmadı.
katı yorumlara açık mı açık olaydır lakin ne diyor Şems-i Tebrizi

--spoiler--
Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
--spoiler--
boynuzu yediğin an geçecek olan bir hulyadır.
keşke bana da nasip olsa denilecek anlardır.
'sevgili' denilen zaten hakk ise neden olmasın? mümkündür.
mevlâna metaforudur, şems-i tebriz'de bu durumu bizzat yaşamıştır.