bugün

sizin de dikkatinizi çekti mi dostlar bilmiyorum; lakin var böyle bir şey. uzun zamandır yazmayı düşüyordum; ama bir türlü cesaretimi toplayıp da yazamamıştım. bugün arkadaşın teki ''var mı lan bir işin, bi bostandere yapak'' deyince yazmaya karar verdim.

şimdi malum, her maç öncesi küçük de olsa bir seremoni vakası gerçekleşir. önce iki takımın futbolcuları hiyerarşik bir sıraya göre dizilir, ortalarına hakemi alırlar. sonra vatan, millet istiklal marşı okunur ve bu işlemin ardından hakemin ağzından ''türk futbolu ve sporu için 3 defa'' vecizesi çıkar. bunu duyan futbolcular da bu cümleye kayıtsız kalamaz ve ellerini yukarı ve tribünlere karşılık gelecek şekilde kaldırarak, hep bir ağızdan ''sağ ol, sağ ol, sağ ol'' diye bağırırlar.

sonrasını gayri samimi tokalaşmalar izler. ardından kaptanlar top mu kale mi çatışmasına bir son vermek için hakem ile ufak bi fikir teatisi yapmak üzere ırak bir yere doğru konuşlanırlar. işte ne olursa bundan sonra olur. futbolculardan biri, kaptanlar top mu kale mi sorunsalına çözüm bulmaya çalışırken, aniden huysuzlanan atlar ya da hakan kadir balta gören sağ açıklar gibi belirsiz, ani hareketlenmelerde bulunur. sahayı enine doğru kateder ve bu katedme işlemi sırasında belirli aralıklarla zıplar. bunu neden yaptığını, ereğini; hiç kimse bilmez/bilemez(2), gönül ister ama sevemez, sürükler peşine aşkın(2), kimselere diyemez.