bugün

şahsıma ait bir düzmecedir. kimin kimi, kimin neyi, neyin kimi düzdüğü önemli değil.

seni tanımadan önce yalnızdım
alışmıştım ve umursamıyordum
seni tanıdıktan sonra da yalnızım.
ne var ki artık hiç şey eskisi değil, kızgınım.

kızgınım çünkü memnun olduğum yanları da olsa yaşamaktan keyif almıyorum.
şimdi sana yüzünün bırakması gereken yastık çukurundan dem vurmak istemiyorum
ya da koca yatakta tek başıma yatarken soğuk kısımlar bulmaktan memnun olmadığımı anlatmayı.
biliyorum bunlar yaşansa bile boyama kitabı tadında. içi boş ve renksiz.
yaşadığım zamanlar gibi.
gizliden yarışan akrep ve yelkovan gibi,
durur gibi yaparak sinsice ilerleyen.
benim istediğim bir şey değil, sen değilsin, ruhun da.
ben komple seni ve hayallerimde de olsa yaşattığın şeyleri istiyorum.
ben seninle amuda kalkmak, koşuya çıkmak, gevezelik yapmak istiyorum.
kitap okumak değil, yazmak istiyorum.
senin resimlerini öperek çizmek istiyorum, yine sana.
saçma sapan işler yapalım istiyorum.
ulan ben senle uyurken kolunu bacağını üstüme at da beraber terleyelim istiyorum.
istiyorum da dünya barışı da istiyorum, açlık sefaletin yok olmasını da.

istemeye engel mi var?

dedim ya yine yalnızım diye seni tanıdıktan sonra da,
hayaller var ya hani saçma sapan adamı yoran.
hah işte, artık onlarda yalnız değilim.
bir kadın var, yüzü sen değil.
bir hayal var, bana ait değil.

umarım bir gün bir yerlerde, birileriyle kurduğun hayaller, çamura dönüşür.