bugün

aysun kayaci'nin babasidir. iste bir roportaji :

"Kızına özlem dolu bir baba.

Hasret çekiyor, birilerine içini dökmeye ihtiyacı vardı.

Konu döndü dolaştı yine Aysun'a geldi.

"Harvard'lı Aysun'dan haber alıyor musun ağabey" diye sordum.

"Hiç sorma; bu memleketin okumuş adam gibi adamlara ihtiyaçları var. Aysun gibilere yok" dedi.

Başladı Aysun'un öğrencilik yıllarından bahsetmeye...

Kızının okuması için zamanında çok çabaladığını, derslerden kaçmaması için okul önlerinde çok saklanıp beklediğini söyledi.

Aysun, ortaokul ve lisede çok haylazmış, aklı süs, püsteymiş hep.

Okul çıkışlarında serseri erkekler toplanırmış, Selahattin Ağabey'in hovarda kızını görmek, ona takılmak için.

Bizim Sokrates, kızı uğruna çok haytanın kafasını gözünü yarmış.

Aysun bir defa da öğretmeninin tacizine uğramış.

Okullarındaki genç bir öğretmen Aysun'a kafayı takmış.

Kızı sürekli sözle taciz ediyormuş.

Bir gün, aleni ahlaksız bir teklifte de bulunmuş.

Aysun olayı babasına anlatmış, Selahattin Bey öğretmeni sert bir şekilde uyarmış.

"Neredeyse öğretmeni dövecektim, ağzının burnunu dağıtacaktım, kendimi zor tuttum" derken hâlâ o günü yaşıyor gibiydi... "