sehirler arasi yolculukta mola vermek

çiledir.
soğukta içilen sigaranın lezzeti zerre umurumda değil.
tuvalette sıçarken otobüs anonsunu duyan insanın gerginliğidir beni benden alan. gecenin bir yarısı bolu dağı'nda ne bok yeriz otobüs kaçarsa? saçlarıma aklar düştü vallahi! bir de beş dakika beklemiş olan mürettebatın ve otobüs halkının iğneleyici bakışları arasında yıkılmadan koltuğunuza ulaşma mücadelesi beklemektedir sizi.

bu acılar ki bir derviş gibi olgunlaştırmıştır beni

Mola yerinde yıkanan otobüsü seyreden yolcu, yolcu gibi yolcudur.

uzun yolculuklarda 4 saatte bir verilmesi zorunlu olan moladır. için sigaranızı için sigaranızı. tuvalette uzun süre kalmak gibi bir isteğiniz varsa size ızdırap olması garantidir.

uzun yolculuksa genelde soğukta titremekle geçen süreçtir.

otobüse sıçmaktan yeğdir.

koltuk arkası tv döneminden önce, verilse de iki yudum sigara içsek denilen moladır. Kişiye özel tv menüsü ile birlikte, ulan filmin en güzel yerinde verildi dedirten moladır.. Gece vakti olanları yolcuları titretir... Sabahın köründe verilenleri, uyku yorgunu bedeni zombi gibi dolaştırır.. En çok da, tualet ihtiyacı olmadığı halde, 'ulan her ihtimale karşı gideyim' dedirtip de tualetlere para baydıran yönü ile yolcuya, öğrenciye koyduran moladır. Ha bir de, Yemeğini yanında getiren orta şeker aileleri utandırmak maksadı ile heryere bilgisayar çıktılarının asıldığı pahalı mekânlarda verilmektedir.