bugün

Şimdi herkesin kahvehanedeki dayılar gibi ortaya çıkıp saçma sapan hiç bir temele dayanmadan yazıları yazdigi, siyasetin çaresizlikten sukuneti önerdiği bir dönemde biliyorum biraz fazla gelecek bu yazı çoğu kişiye ama birilerinin yazması gerekiyor.

Efendim bir çok kişinin sukuneti hatta hoşgörüyü önerdiği siyasi hareketi irdelemek gerek. Tüm ulus devletlerde hatta devlet iradesi gösteren çoğu devletlerde azınlıkların kolektif hakları (topluca yapılacak eylemler) tartışılan ve sadece tartışmada kalan bir kavramdır.

Kolektif haklar hiç bir ülkede ulus çıkarlarının önünde değildir. Azınlıkların kendi kendini yönetme (özerklik) hakkı çok açıktır ki hukukta ve toplumda ikilik yaratır. Bugün bu talepte olan çevreler öncelikle hoşgörü gösterilecek konumda değildir. Toplu şekilde bir cemiyetin ibadet, eğitim eğlence hakkı çok polyyana çerçevesinden bakarsak çok masum isteklerdir.

Ana dilde eğitim (ana dil eğitimi değil), kendi ekonomik hareketleri, kendi hukuk inanç ve ananelerini uygulamak devletin vermesi gereken hak derseniz her şeyin başında devletin özgürlükleri yerine kolektif (cemaat ya da grup (pkk) ) özgürlüklerin tercih edilmesi tüm dünyada ( evet aq tüm dünya bu abartı falan değil) tartışılmaz derecede rededilir. Bir iki macar aydını dışında bunu dünyada savunan yok.

Neden? Nedeni şu çünkü topluluk hakları kolektif özgürlükler devletin özgürlükleri kısıtlar. Hiç bir azınlığın self determinition (kendi kendine karar verme) hakkı yoktur. (Faşistçe bir düşünce falan demeden önce bir en demokratik ülke ingiltereden en despot ülkeye kadar böyle olduğunu bir araştır angut.)
Neden? Kolektif özgürlükler suistimal edilip bireyin haklarını gasp eder. Örnek mi? Sen pkknın sempatizanları içinde olduğu nevruz kutlamasina gitmeyen bir kurtsen seni o topluluk seni fişler. Zorunlu olarak seni cemaat ya da gruplar esir alır. Bu durum sosyalist düşünceye sahip öğrencinin gazi üniversitesinde milliyetçi fikirler dışındaki fikirlerini ifade etmesindeki güçlükle aynıdır. Yani senin bireysel haklarını kanun dışındaki cemaat ve gruplar baskılar. Üstüne çıkar.

Yine yok efendim kürt siyasi hareketi hoşgörülüdür kimseye baskı yapmaz diyenlerle pollyanna kıyaslanırsak pollyanna uyuşturucu bağımlısı bir fahişe gibi kalır. O kadar körlerdir.

Bir çözüm süreci başlatıldı bu süre içinde bir grup kendi kendine self determinition hakkı kazanmaya çalıştı. Vergi topladı, kimlik kontrolü yaptı, zorla seminerlere götürdü daha berbat bir iddiaya göre oyları bile zorla attirdi.
Bu ne demek?

Ülkenin ve özgürlüklerin sırf kolektif haklar vereceğiz diye içine ettiniz aferim demek.

Şimdiye kadar bundan haberdar mıydı halk? Hayır değildi. Bunu daha açık gördükçe özgürlükleri ve huzuru için kendini korumak istemesi sukuneti bozar mı evet bozar. Peki bu halde sükunet ne kadar önemli? Kaybedilen egemenlik ve özgürlükler karşısında susmak mi gereklidir.
Bugünkü sağduyu çağrıları HDP binalarının yakılmasını önlemek için yapılıyorsa bu tam bir saçmalıktır. Çünkü toplumda bir bozulmaya kaosa yol açan bir unsurun devlet kanunu uygulayarak önünü alamazsa insanlar bunu durdurmak için elinden geleni yapar.
Sağduyu çağrısını bu dönemde hiç bir anlamı yoktur. Devir herkesi hizaya çekme devridir. Ya devlet başa ya kuzgun leşe vesselam
halkı galeyana getirip ortalığı savaş alanına çevirme saçmalığının yanında deha sayılır.
not: entryi ben de okumadım.

halkı gaza getirip ortalığı toza dumana, kana bulamak isteyen kandan beslenen leş yiyiciler var. galeyana gelme güzel kardeşim, senin duygularınla oynamalarına müsade etme. türkü kürdü ipledikleri yok bu allahsızların. bizi bize kırdırıp ceplerini doldurma derdindeler.
kanma bu kansızlara.