bugün

Kapitalizmin sosyal refleks mekanizmaları gereği insanları muhalefet etmekten ve sağ-sol eksenli kutuplaşmadan men etmek amacıyla kullanılan ve son dönemde üniversitelerede vuku bulmuş şiddet eylemleri ile oligarşinin eline koz vermiş olan olgulardan burjuvazinin kendi çıkarımına ters düşen doğru bir tespittir. Zira üniversite gençleri 68 kuşağının devrimci hareketinin sağ-sol çatışması olduğu tezinden yola çıkılarak bölünmeye çalışılmaktadır. Oysa ki bu savaş bir sınıf savaşıdır. Kapitalist ideolojinin ve burjuva sınıfının himayesindeki bir kitlenin sosyalist ve proleter desteğindeki bir sınıfa karşı sürdürdüğü faşist saldırıların bir sonucudur . Elbette bu sınıf savaşında gençler kafalarına inen sopaları ve copları tutup , bu faşizme yeltenen kitlenin götüne sokacaktır.
(bkz: bana sagcilar adam olduruyor dedirtemezsiniz)
solcuların yumurtladıkları diğer bir saçmalık. yaptıkları provokasyonları kendilerine haklı göstermek için uydurdukları bir muhabbet. Sonuçta solcular her daim ezilen, zulüm gören tarafta oldukları için, kendileri gidip orayı burayı dağıtsalar, polisi provoke etseler, milliyetçi öğrencilere çatsalar da dahi, her daim haklı kendileri olduğu için, onlara karşı konulan her tepki "faşist saldırı" betimlemesini alır.
Solcu aklında karşılıklı çatışma gibi bir kavram yoktur. Onlara göre ya devrimci güçler zafer kazanırlar, ya da faşist saldırıya uğrarlar, olayı kendilerinin başlatıp başlatmamış olmaları ise tamamen konu dışındadır.

o yüzden arkadaşlar, bu solcuların dediğine fazla kulak asmadan, faşist saldırılara devam diyorum.

(bkz: kein herz für marxisten)