bugün

türk milletidir efendim.

(bkz: #11591269)

edebiyatımız, ne fransız ne alman ne rus ne ingiliz ne de amerikan edebiyatı ile yarışır.. dünyaca ünlü bir kaç yazar ve/veya şairimiz var/olmuştur o kadar.

resim, müzik, heykel vs. vs. aynı şekilde adını anmaya değmez..

felsefe desen adımız yok.

bu alanlarda yetiştirilen nadir adamlar da islam kültüründen yetişmiş. tıpkı sporcularımız gibi( elvan, naim, sinan...)yurt dışında doğmuş büyümüş, eğitim almış vesaire..

türklerin öz kültürlerine baktığımızda savaşmaktan, at üstünde geriye dönüp ok atmaktan, düşmanları kılıçtan geçirmekten; devlet kurup yayılmaktan başka bir vasıf bulunmamaktadır.

buna da yarı mistik bir bir örnek verirsek: türklerin son yüzyılda çıkardığı 'büyük adam'*, bir asker ve devlet adamıdır. yani yine: savaş ve siyaset...
mevlana, yunus emre.. nasreddin hoca, ve akla gelmeyen daha niceleri.
görmek istemiyorsunuz galiba. ya da edebiyat felsefe kavramlarını sınırlandırıyorsunuz.
(bkz: her şey toplumların afyonudur)

futbol ve felsefe de dahildir. n'apalım yani, dünyayı ba$ka çekilir kılan afyon kalmaz bunları çıkarırsak amk.
freud aslen, sivas'ın divriği kazasındandır.
ayrıca aristo'nun annesi bir fahişedir ve orta anadolu'da akraba ziyaretinde tecavüze uğramıştır.
dedikodu olmakla birlikte ilk ufo gören milletiz.
daha ne olacağıdı?
Çoğu ülkenin gündemi olduğundan bize özgü olmayan durumdur. Amerika ile kıyaslayınca bizimkisinin lafı edilmez. Libya'ya giren de bizdik zaten!
birader spor'U unutmuşsun diyeceğim ama spor futboldan ibaret değil ki !
şundandır ki,

avrupalı barbarlar, paganist kültürün etkisinden çıkıp hristiyan olduklarında antik bir roma-yunan kültürü buldular. biz ise paganist dönemden çıkınca şehname, basit arap mitolojisi ve israilliyat üzerine kurulu islam'ı bulduk.

bunun üzerine hıristiyanlık isa'nın bir mustarip bir tip olması üzerine kuruluydu. hristiyan kişi müslüman gibi yaşadığı husumetleri kader, kısmet, tasavvufa bağlayıp başından savmıyordu. sıkıntılarını kendisi yaşıyor, ıstıraplarını yazıyordu. böylece avrupa'da kişinin yaşadığı vak'alar üzerine kurulu bir roman türü ortaya çıktı.

ahmet hamdi tanpınar bizde edebiyatın yalnız saray istiaresine dayalı şekilde belli bir sevgili tipini öven şiirlerden -büyük ölçüde- ibaret olmasını buna bağlar.

bir de günah çıkarma kurumu var. bir nevi grup terapisi olan günah çıkarma kurumu sayesinde avrupalılar psikoloji gibi bir mefhuma vardılar.

@1 yani hacı diyebilirim ki mesele öz kültürden çok ortadoğu kültürü ve islam'la alakalıdır. bir de son dönem sanatçılarımız iyi ulan, avrupa'da bir kafka varsa bizde de oğuz atay var anasını satıyım, vüs'at bener var, nedim gürsel var.

edit: eskilere bakarsak, eski edebiyatta klasik divan şiiri anlayışının dışında psikolojik bir ruha yaklaşan tek şair fuzuli'dir. mecnun'un leyla'dan ayrıldıktan sonra yaşadıkları bizde ilk psikolojik şiirin adımları olarak sayılabilir.

bunun dışında mevlana'nın türk edebiyatıyla bir ilgisi yoktur. ne bileyim padişahlar arasında avrupalı sayılabilecek tek kişi fatih'tir. eski şiirimiz şem ü pervana, yusuf ü zeliha gibi klasik konulardan başka hiçbir şeyi işlememiştir. romantik olmayın adam belli mevzularda haklı işte.
bütün dünyası seksten ibaret olan abazan ergenin "türk milleti" dir diye tanımlamış olduğu saçma sapan başlık.
bu görüşü savunan kişi fuzulinin, bakinin, necip faızılın, nazım hikmetin şiirlerini hissetmemiş nasreddin hocayı, yunus emreyi, mevlananın yaptığı felsefeyi anlamamış dünyaya adaleti gösteren, elin yahudilerini bile kurtaran dürüslüğün simgesi olan osmanlıyı okumamış savaştımıda özgürlük için savaşan atatürküde bilmeyen bi garibandır
ikisini bilseydik şayet bu hallere düşer miydik? şimdiki durumumuza bakacak olursak bilmediğimiz iki şeydir siyaset ve savaş.
şimdi efenim bu hakikatten doğrudur.ne yazıkki millet olarak sürekli yaşam ve varoluş mücadelesi vermekten ne sanata eğilebildik ne de sanata hak ettiği saygıyı ve anlayışı gösterebildik.suya sabuna dokunmayan sefalet romanlarını bağrımıza bastık, bizden bildik de bizi eleştiren, taşlayan yapıtların yüzüne tükürdük. halbuki erdemli ve asil bir millet hiç bir hicivden, eleştiriden çekinmez, aksine bunlara kulak kabartıp eksiklerini yakalar, daha da yücelirdi.
bir hindistanın da, bir kırgızistanın da,bir macaristanın da, bir finlandiyanın da yada bir brezilyanın da mevlanası, yunus emresi, nasreddin hocası; ozanları, düşünürleri mutlaka vardır.ancak bizim tanıdığımız anlamda dünya sahnesinde kendini gösterebilen sanatçılar ortaya bir ürün, bir yapıt koymuşlardır.sanırım entrynin maksadı budur.
bu yapıtlar belirli bir kesimin kültürü dahilinde benimseyip kucaklayacağı türden olmayıp evrensel anlamlar taşırlar.ne yazıkki nasreddin hoca fıkralarını tüm dünyanın anlayabileceği bir üslupta çeviremiyoruz.yada felsefe öylesine derinleşti ve dallandı ki "sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz" insanları tatmin edemiyor.
anlayan yine özü anlar ancak bu bahaneye sığınarak zaten sanatçılarımız, düşünürlerimiz var onları anlamaya çalışalım'ın yanında yeni nesile de destek olmalı onların şevkini kırmamalı, yapıtlarını aşağılayıp alay etmemeliyiz.insanların özgürce düşünebilmesini, karşısındakine saldırmadan zekice fikrini ifade edebilmesini alkışlamalıyız.
Bugün bir yazar, bir şarkıcı, bir tarihçi yada bir heykeltraş sırf bizimle fikir itilafında olduğu için horgörülmemelidir. ona sorsanız kimbilir hayat ona neler göstermiş, hangi güzellikleri yada haksızlıkları, hangi çirkinlikleri görmüştür.
türk milleti değildir efendim...
çünkü türk milleti savaş ve siyasetten başka her şeyi bilir.savaşı da bi yana bırakırsak özellikle siyasetten...siyaseti bilmediğimiz mevcut hükümetin mensuplarından da bellidir zaten.
savasi unutmus ve siyaseti de hicbir zaman yapmayi beceremeyen bir ulkedir Turkiye.. yani bu baslikla bir alakasi yoktur.
hangi milletten olduğu bilinmeyen yazarın sıçması. ulan bkz. verelim de siktir olup gidelim dedim, onu da iş yerinden gelene kadar silmişler. adamın bildiği okuduğu * bunlar olunca başka da birşey gelmiyor aklına. felsefik beynine attırayım senin de o olsun. silinen entarime istinaden de. *.